...s!t£m! s£v£c£ks!n!z...
 
  Hoşgeldiniz
  Ziyaretçi defteri
  Fıkralar
  ßilmece ßildirmece
  El emeği göz nuru
  Yaşam ve Sağlık
  Sebze ve Meyvelerin Yaraları
  Yemekler ve Tarifleri
  Rüya
  Küçüklüğünüzdeki Hikayelerden:)
  Mucitlerden İcatlar
  müzik
  Gençlerimiz Neden Asi ve Yorgun
  Süper ya=)
  MsN n!ckL£r!
  Aşk Hikayeleri
Gençlerimiz Neden Asi ve Yorgun

 

GENÇLERİMİZ NEDEN ASİ VE YORGUN?
 
İnternet sitelerinde, özellikle forum türü sohbet ve tartışma sayfalarında kayıtlı üyelerin mesajlarına ve imzalarına baktığımda yorgun, bıkkın, asi bir gençlik tablosu görüyorum. Bu konuda daha önce de bir yazı yazmıştım. Hatta internet üzerinden “intihar ve intihara teşvik edenlere hayır” başlıklı bir yazı yayınlayarak konuyu gündeme getirme amaçlı kampanya başlatmıştım.
Bence bu konu oldukça hassas olduğundan daha detaylı inceleme yapmak üzere yeni bir çalışma başlattım. Yazarı olduğum internet sitelerindeki köşemden “Gençlerin imzaları ve avatar resimleri neden genel olarak asi ve yorgunlu izlenimi yansıtan cümle ve resimlerden oluşuyor? Yani gençlerimiz neden asi ve yorgun? Bu sorunun cevabı belki kendisini asi ve yorgun hisseden gençlere ışık olacaktır. Yorumlarınızı bekliyorum” diye bir soruyu tartışmaya açtım.
İstedim ki, gençlerimiz kendi durumunu kendileri incelesin, yorumlaması ve mevcut sorun konusunda hep birlikte çözüm arayışı başlatalım. Yaklaşık 20 gün süre ile gençlerin yorumlarını bekledim. Çok isabetli bir karar aldığımı ve güzel bir arayış başlattığımı da belirten katılımcı gençlerden konuya ışık tutacak çok güzel mesajlar aldım. Aslında uzun uzun yorum yapmaya bile gerek kalmayacak kadar açık ve içten mesaj aldığım için kendi görüşümden daha ziyade sözü ilgili gençlere bırakmakta fayda gördüm.
İşte önemli bulduğum bazı mesajlar:
Sevdalinka (Demet Tutkusu Forum): Belki herkes doyma noktasına ulaştığı içindir. Ailelerimiz ne istersek hemen yapıyor. Bir elimiz yağda diğer elimiz balda. Bu da hayatı rutinleştiriyor. Her gün aynı şeyleri yapıyoruz. Okul-ev-internet… Bu da kişiyi sıkıyor, bunalıma itiyor. Bu bunalım sonucunda belirttiğiniz durumlar ortaya çıkıyor.
Selcan (Kelimelerde Forum): Yaşlarımız genç olsa da hayattan (insanlardan) aldığımız darbelerden dolayı agresif olabiliyoruz.. Bir bakıma birikilmişliğin verdiği ve bir şey olsa gerek.. Bir de hayat gerçekten zor.. Bazı insanlar yaşamamışlıklarını ağır atlatabiliyor, bu yüzden de olabilir.. Doğal olarak da hareketlerine ve konuşmalarına yansıyor..
Gökhan (Kelimelerde Forum): Hayatı zor yapan düşünme tarzıdır, kolaylaştıransa yaşam tarzı. Asi olmak değil aslında bu tür işlevler, sadece aramak, aradığını bulduğunu sanmak ve her yanılgıda da bir daha yol almak. Genç olmak bu zaten. Hatalardan biraz olsun ders almak. Ben kendi adıma hepsine güveniyorum. Hayata bakış açıları şu an için anlamsız gibi görünse de, bir zamanlar biz de öyleydik ve hoş görerek bakabilmeyi onlardan daha iyi biliyoruz. Onlar yorgun değiller, sadece sapla samanı birbirine karıştırıyorlar.
Psycho (Kelimelerde forum): Doğar doğmaz içine düştüğümüz ortamda işsizlik, haksızlık, hırsızlık, kapkaç, katiller, abazalar, hortumcular ve her zaman kötü olan bir gidişat içindeki ülkede yaşayan gençleriz. Biz şarkılarında ağlayan insanları şarkıcı diye yutan, kendisini iki defa hem ekonomik darbelerle, hem siyasi hareketlerle bec..en siyasetçiler olmasın diye, "8 yıllık zorunlu eğitim" adını almış bir eğitim sistemimiz olmasın diye, 3 saat 15 dakikaya sığdırılmış bir profesyonel meslek seçimi şansımız olmasın diye, köşe yazılarında ya Amerikan yanlısı,ya PKK yanlısı, ya da mevcut hükümete yaltakçılık yapan yazarlar olmasın diye, ana haber bültenlerinde mankenlerin iç çamaşırlarının düştüğünü göstermesinler diye, diyalogları daha gelişmiş bir aile yapısı olan milletimiz olsun diye, nü resim çizen insanı kuytu bir sokakta kıt beyinliler bıçaklamasın diye, herkesten farklı düşündüğü için insanlar öldürülmesin diye TEPKİSİNİ AGRESİFLİKLE GÖSTEREN ve aykırı olmaya, farklı olmaya çalışan ve bunları yaparken de yılan, yorulan, bitkin düşen bunun üzerine bir de özel hayatımızdaki pişmanlık, hatalar, iyiler ve kötülerle boğuşurken aldığımız darbeleri de düşününce sanırım biz biraz asiyiz...
Roger (PortalTR Forum): Kendi şahsım için konuşuyorum; İmza ve avatarlarımda bir şeyi belirtmek için söz veya resim kullanma gibi bir huyum yoktur. Sevdiğim, hoşuma giden resim veya yazıları tercih ediyorum. Birilerini protesto etmek yada ruh halimi belirtmek için bu aracı kullanma gereği duymuyorum.
Serseri (Sokak Lambası Forum): Çok güzel bir soru valla. Ben de anlamıyorum gençlerimizin yani biz gençler simdi çok mutlu, neşeli olmamız gerekirken hep yorgun hep üzgün ama benim için geçerli değil bu.. Olanlara her zaman olumlu bakmak gerekir. Ne olursa olsun hayata gülümsemek gerekir ama çoğu gençler bunu yapmıyor. Hatta bazılarının bu durum hoşuna bile gidiyor. Bu soruya cevabı öyle düşünen gençlerin vermesi gerek bence..
A_Them_Nuri (Kelimelerde Forum): Gençler istediklerini yapamadıkları için asi, yaptıramadıkları için yorgun ... Bakınız: YÖK.
Elifley (Demet Tutkusu Forum): Sevdalinkanın dedikleri kısmen doğru olabilir. Bir de şimdi gençlerde öyle akıl almaz şeyler var ki, herkes zenginlik, para peşinde. Olan her şeyi yapıyor, olmayan ona bakıp özeniyor. Sonrada kolay yoldan para kazanmak için akıl almayacak işler yapıyor, hiç düşünmeden bir cana kıyıyor. Bilmiyorum bu durumlarda ailelerin de suçu var mı ama eski günler çok daha güzelmiş. Şimdiki devire bakarak şimdi herkeste öyle bir güvensizlik var ki birbirine karşı hiç kimsenin kimseye güveni ve saygısı kalmamış. Bizim devrimiz böyle ama bizden sonraki neslin ve bizim evlatlarımız ne şekilde olacak bunu çok merak ediyorum. Allah sonumuzu hayır etsin ve Rabbim bizlere dinini, imanını bilen, sevgisi-saygısı olan hayırlı evlatları yetiştirmeyi nasıp eder inşallah.
_Gece_ (Demet Tutkusu Forum): Rahat yaşayana rahatlık batar asi olur.. Hep eziyet çeken, cefa gören de durumuna isyan eder .. Resim, avatar, imza vs vs..
Fearles (Demet Tutkusu Forum): Arkadaşlar kim ne yaparsa kendine yapar. Bana, sana, ona yapmaz. Yani hayata hep iyi yönüyle bakmamız lazım, nasıl bakarsak öyle görürüz misali aklı mantığımızı çalıştıralım biraz.
Kedy (Demet Tutukusu Forum): Konu enteresan geldiği için naçizane görüşlerimi belirtmek istedim... Bana göre gençlik değil toplumun tamamını ele alsak daha iyi olur gibi geliyor.. Çünkü toplumda beliren huzursuzluk, nefret ve acımasızlık tamamen şiddet olarak yansıyor. Yaşayan herkes tarafından birbirimize .. sevdalinka arkadaşım kusura bakmasın, ben pek katılmıyorum görüşüne. Çünkü toplum olarak bırakın doyuma ulaşmayı bilakis tüm medeniyetler arasında halen üçüncü dünya ülkesi olarak sıfatlandırılıyoruz .. Bu da her alanda bir hayli eksiğimizin olduğunu gösterir .. Tabi bunların nedenleri var.. neden bir baba veya anne cinnet geçirip, eşini ve çocuklarını balta ile doğrar, yada ne bileyim neden lisede bıçaklama olayları olur.. neden bir polis beylik tabancası ile intihar eder?.. bunları çoğaltmamız o kadar kolay ki .. Bilinen ve halen geçerliliğini koruyan en büyük felsefe Michavelli st felsefedir, çünkü hiç yıpranmamıştır.. Medici ailesinin prensine hediye ettiği kitap acımasız ama bir o kadarda sistemli imha taktik kitabıdır aslında ve batı medeniyeti geçmişte yaşadığı birçok yenilginin öcünü bu felsefeyi ülkeler arası doktrin olarak inceleyerek ve uygulayarak almıştır .. Oysaki tüm dünyanın bildiği gibi medeniyet doğudan yükselmiştir... Biraz paranoyakça bir yaklaşımdan yola çıkarsak, ki aslında bugün dünyada olan bitenin ne olduğunun tam olarak bilinmediği düşünülürse benim paranoyaklığımın ne kadar yerli yada yersiz olduğu çıkar ortaya. Kitle savaşları iki türlüdür, sıcak ve soğuk savaş olarak.. Soğuk savaş denilen çeşidi ise sistemli, akılcı provokatör, sabırlı olmayı gerektirdiği gibi maddi açıdan da beraberinde bazı harcamaları getirir .. El altından yapılan veya yaptırılan tüm işlerin maddi yönü daha fazladır malum.. Şöyle bi inceleyelim .. Kültürel tabanı oluşmamış bir memlekette kaçakçılığı önlemek adına kapıları açma yetkisi veriyorsunuz!!! Bunun da ülke adına faydalı olduğunu ve kaçakçılığı bitirdiğinizi göğsünüzü gere gere söylüyorsunuz .. ve sonrasında hamburgerinden sigarasına tüm yabancı ürünler elini kolunu sallaya sallaya içeri girerken aslında siz download yaparken içeri Truva atı girmiş gibi oluyor.. Çünkü genç ve cahil nüfus bir hayli fazla ama ekonomisi hiç de düzgün olmayan bir ülkeye siz özendirici ve her insanın almak yada tüketmek istediği bu malzemeyi sokarak onları bir şekilde para bulup bu materyalleri tüketmeye zorluyorsunuz .. Genç düşünmez, düşünse de tecrübe eksiğinden dolayı sağlıklı düşünemez .. İster (ki bu da çok normaldir) birinin ayağında Levis kotu veya Conversi gördüğünde aynısını ister.. İşte böyle bir dönemden sonra asıl çığrından çıkma başladı. Kimse fark edemedi, çünkü sistemli bir fetih başlamıştı... Sigara kaçıramayan kaçakçı uyuşturucuya döndü.. İç pazarda tekstil yapan üretici kendi malını satamadığı için dışardan gelenin korsanını yaptı ve sokaklara döküldü.. Dış pazarın içeriye girerken beraberinde getirdiği etiketleri üstünde yazan fiyatlar iç pazar üreticisini de kendi malını aynı yada yakın fiyatlardan satmak zorunda bıraktı, çünkü pahallı olan kalitelidir. Diğeri yaramaz felsefesi yerleşmişti artık herkesin kafasına.. Tüketim delirmeye başladı, gelir tüketim ihtiyacının çok altında seyretti ve insanlar çığrından çıkmaya başladı .. Aile içi huzursuzluklar resmi görevlerde rüşvetler ve adam sendecilikler ve bunların yanında madde kullanımının orta okul seviyesine düşmesi. Aynı zamanda fuhuş sektörünün de (bu şekilde) bunu takip etmesi ve bu pazara düşme tehlikesiyle ve toplumun ilgisizliğiyle büyüyen bir yeni neslin filmler ve diğer alanlardaki yönlendirmeleriyle bu duruma düşmeleri kaçınılmaz oldu.. Cinnet her yerde, toplum rahatsız.. Bir zamanki “hasta adam” tabiri yeniden geçerlilik kazanmaya başladı (ki bu benim iyimser bakışım aslında hasta adam olduk.) Avatarlar ve imzalar sadece çok ama çok ufak bir yansıması bunun.. Anarşizmin yaratıldığı ve bunun marifetmiş gibi reklamının yapıldığı bir ülkede ancak ve ancak halkın iradesinin verdiği bir kurtuluş savaşı (silahlı değil) bazı şeyleri düzeltebilir.. “Harici bedhahları” söylemeye gerek yok.. dahilileri bulup yok etmek ve bunu yaparken de onlardan biri olmadan bu vatana olan borcumuzu ödemeye çalışmak sanırım bizi yeniden biz yapacaktır...
GR! (Demet Tutkusu Forum): Bence bu kadar abartmaya gerek yok ki, resme bakiyor, hoşuna gidiyorsa imza falan ediyor. Yarın başka bir resim bulsun onu imza ediyor.
Dediğim gibi bence bu kadar büyük bir sorun değil bu. Mesela ben hiç dikkat etmiyorum, resim hoş bir şey olsun yeter.
-BarBie_Girl- (Demet Tutkusu Forum): Evet gençlerimiz asi ve yorgun ama avatar ve imzalardaki yazı ve resimler ruh halimizi temsil etmiyor. Avatar ve imzalarda görsellik çok önemli tutuluyor. Görsel açıdan güzel olan bir resim ne anlattığına, ne ifade ettiğine bakılmaksızın hemen kullanılıyor. Mesela forumumuzda üyelere özel imza ve avatarlar yapıyoruz. Kişiden nasıl bir şey istediğini sorduğumuz zaman verilen cevap aynen şu: "Sen kafana göre takıl." Biz de kendi kafamıza takılıp bir şeyler yapıyoruz. Yaptığımız çalışma o kişinin ruh halini yansıtmasa bile o kişi onu kullanmaya devam ediyor. Diğer bir etken ise farklı-aykırı olma isteği. Kanlı, silahlı, hayattan bıkmış duygusu uyandıran imza ve avatarları kullanan kişiler "Ben farklıyım. Normal kişi değilim. Ben uç noktayım" hissi vermeye çalışıyor. Böylece üyeler içinde daha popüler olacağını, daha saygın olacağını hissediyor.
Asimelek (PortalTr Forum): Biri “Asi” mi dedi? Geçiyordum, benden bahsettiğinizi bilsem müdahale ederdim. Şaka bir yana, napalım hocam; bizi bu hayat yordu. Gençliğin kıymetini bilen yok. RoGeR amcama katılıyorum, hayatımın son 5 senesi 50 sene gibi geliyor.
guieT (Sokak Lambası Forum): Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki, belki de bizim payımıza yorgun düşmek ve asileşmek düşüyor... Mesela ben, önceki zamanlarda yaşamayı çok isterdim.. O zamanlar her şey daha doğaldı. Büyüklere daha çok saygı vardı ve genç kesim kendi başına hareket edemiyordu.. Belki de gündem.. şöyle ki; yaşadıklarımız Türkiye’nin, dünyanın şu hali bizleri yoruyor olamaz mı?? Özgürlük içerisinde yaşıyoruz ama özgür değiliz. Kimse özgür değil, her şeye bir etiket biçiliyor... Hayatta sadece özgürlüğün değil yaşamanın, hayata gelmiş olmanın, nefes alıyor olmanın bile bir bedeli var. Yani yaşadığın sürece de yaşamdan sonraki hayatında da hep bedel ödeyeceğiz ve bedel ödediğimiz, ödeyeceğimiz sürece de özgür olamayız, asilik de bundan kaynaklanıyor olmalı... Aydınlık Türkiye, aydınlık toplum, yaşam vs..vs.. bunun için uğraşılıyor ama aydınlık değil. Gençlerin umutları yıllar geçtikçe karanlığa gömülüyor. Bu yüzden de isyan etmek asi olmak kaçınılmaz oluyor...
Kaan (Karagözlükız Forum): Bunun nedeni hayatın verdiği stres ve yorgunluk. Belki de bunu bilerek yapıyorlar. Bende çok takip ederim diğer siteleri de hep acı ve üzüntü adında imzalı avatarlar nedeni bu saydıklarım olsa gerek.
Sarımimoza (Karagözlükız Forum): Avatardaki resim ve imzadaki yazı yada resmin kişinin ruh halini yansıttığına inanıyorum.. Gençlik yorgun ve asi demişsiniz.. Şimdikiler her şeye sahip oldukları için tembellikten yorgunlar.. Asiler, çünkü ebeveynler onları öyle yetiştiriyor... “Biz büyüklerimizden baskı gördük, aman biz onlara yapmayalım” diye düşünüyor çoğu.. Okullarda disiplin yetersiz, büyüklerine saygı duymuyorlar.. Çalışmak zorunda değiller, nasılsa aileleri besliyor onları.. Durum bundan ibaret olunca ortaya asilik ve yorgunluk çıkıyor.. Onların ruh hali de avatar ve imzalarına yansıyor..
Yolcu (Sokak Lambası Forum): Gençlerimiz batıya özeniyor, bir bakın etrafınıza ben de dahil ama gerçek bu değil. Neden İslamiyete özenmiyoruz, dinimizi bilmiyoruz? Herkes diyor ki “Müslümanım” tamam Müslüman olabilirsin ama icraat yok. Eğer dinimizi bilinseydik belki daha farklı olurduk... Belki size çok kapalı kutuymuşum gibi gelebilir, eğer bana yobaz derlerse yobaz olmaya da razıyım ama yeter ki dinimizin güzelliklerini görüp öğrenin. “Biliyorum” demeyin.
Karagözlükız (Karagözlükız Forum): Tamamen insanın o anki ruh haline bağlı ve beğendiği resmi, yazıyı yazıyor. Ben, o an sevdiğim resmi eklerim, beğendiğim yazıyı yazarım ama bu benim o an acı çekiyorum, mutsuzum anlamına gelmez. Tabi öyle durgun, romantik hoş resimleri severim, son günlerde gül resimlerine büyük ilgi duyuyorum. Bu yüzden hiç avatarımı değişmedim çünkü çok seviyorum. Umarım kimse çalmaz:)
Lady35 (Sokak Lambası Forum): Hiç bir fikrim yok.. ben kendimi yorumlayayım, içimden geliyor öyle imza-avatar koymak.
Peri (Demet Tutkusu Forum): Öncelikle evet barbinin dedikleri doğru gibi geliyor. Evet gençler asi ve yorgun. Asilik derken; gençler büyüdüklerinin sembolleri olarak farklılıklarını dile getirmeye çalışıyor. Onun dışında belki duygularını dile getirmeye çalıştıkları için farklı şeyler uygulamaya çalışıyorlar bana göre...
Kedy (Demet Tutkusu Forum): Tabi, ben görüşlerimi yazarken kimlik arayışında olan yeni nesli kastetmedim. Çünkü bir çoğu daha sonra bu tercihinden vazgeçer.. Bir de sadece imaj olsun diye bu tarzı seçenler var ki, zaten konuşmak gereksiz ... Neticede bu yaşayarak, hissederek yapılan bir seçim.. yada bir nevi kişisel reklam, sırf dikkat çekmek için.
Söz konusu mesajlardan en önemlilerini seçtim ve sizlerin yorumuna sundum. Görüldüğü gibi mesaj bırakanlar arasında genel olarak aynı noktalarda birleşilmiş. Ana başlıklar altında toplamak yerine bana göre başlıkları özetleyen cümleleri bir daha aşağıya almakta fayda görüyorum.
a. Belki herkes doyma noktasına ulaştığı içindir.
b. Hayat gerçekten zor.
c. Sapla samanı birbirine karıştırıyorlar.
d. Pişmanlık, hatalar, iyiler ve kötülerle boğuşuyorlar.
e. Hayata gülümsemek gerekir ama çoğu gençler bunu yapmıyor.
f. Gençler istediklerini yapamadıkları için asi, yaptıramadıkları için yorgun.
g. Hiç kimsenin kimseye güveni ve saygısı kalmamış.
h. Toplumda beliren huzursuzluk, nefret ve acımasızlık tamamen şiddet olarak yansıyor.
ı. Farklı-aykırı olma isteği.
i. Gençlerin umutları yıllar geçtikçe karanlığa gömülüyor.
j. Hayatın verdiği stres ve yorgunluk.
k. Büyüdüklerinin sembolleri olarak farklılıklarını dile getirmeye çalışıyor.
Aslında bu tür yazılarda yazarın ayrıca yorum yapmasına gerek kalmıyor. Sizlerin de gördüğü gibi sorumuzu cevaplayan katılımcılar hem sorunu teşhis etmiş hem de çözüm yollarını isabetli şekilde belirtmiş.
Özetlemek gerekirse, yaşanan çağda hızlı bir değişim söz konusu, gençler bu değişime ayak uydurmakta zorlanıyor. Ülkemizdeki yaşam şartları kısıtlı, geleneksel ve dinsel kurallar bağlayıcı ve bütün bunlara karşın gençlerin çevresinde oluşturulmuş sanal bir dünya var. Örneğin, doğuda yaşayan ve okula gitmek için servis bulmakta bile zorlanan gençlerimize sunulan sanal hayatta sınırsız özgürlük var.
Gençler özellikle televizyonlarda kendisine gösterilen sanal dünyayı kendi imkansızlıkları içerisinde yaşamak arzusuyla içten içe kavruluyor ve ulaşamayınca da asabileşiyor, tepkili bir kişiliğe bürünüyor. Onları bu durumdan kurtarmak için ise topyekun bir hareket başlatmak gerekiyor. Öncelikle medyanın oluşturduğu sanal dünyanın yıkılması gerekiyor, insanlar gerçekleri görmeli ve onu yaşamalı. “Sanat yapılıyor” diyerek gençlerin damarlarına enjekte edilen isyan mikrobunun panzehrini bu tür çalışmaları daha sıkı denetleyerek devreye sokmak gerekir.
Özgürlük adı altında insanları kendi ruh dünyasına hapseden bütün eylem ve yayınlar yasaklanmalıdır. Bu arada Milli Eğitim sistemimizi yeniden ve cidden ele alıp kesin doğrular üzerine yapılandırmamız gerekiyor. Yani “iki kere ikinin dört” olduğu gerçeği gibi somut bilgiler dışındaki yorumlu bilgileri ergenlik çağındaki beyinlere vermeyelim.
Felsefenin ne olduğunu bilmeyen kişilerden izafiyet teorisini anlaması, kabul etmesi veya karşı görüşünü üretmesini beklemenin yanlış olduğunu çocukların bile bildiği bir çağda neden ısrar ettiğimizi anlayamıyorum. Okulda edindiği yarım bilgilerle “hayata hazırsın” diyerek mezun ettiğimiz çocuklarımızın gerçekleri görmesi için hayatının en verimli çağlarında, yani 18-30 yaşlarında medyada veya okulda edindiklerinin doğruluk ve yanlışlıklarını yeniden yorumlamakla geçirmesi büyük bir kayıptır.
GENÇLERİMİZ NEDEN ASİ VE YORGUN?
 
İnternet sitelerinde, özellikle forum türü sohbet ve tartışma sayfalarında kayıtlı üyelerin mesajlarına ve imzalarına baktığımda yorgun, bıkkın, asi bir gençlik tablosu görüyorum. Bu konuda daha önce de bir yazı yazmıştım. Hatta internet üzerinden “intihar ve intihara teşvik edenlere hayır” başlıklı bir yazı yayınlayarak konuyu gündeme getirme amaçlı kampanya başlatmıştım.
Bence bu konu oldukça hassas olduğundan daha detaylı inceleme yapmak üzere yeni bir çalışma başlattım. Yazarı olduğum internet sitelerindeki köşemden “Gençlerin imzaları ve avatar resimleri neden genel olarak asi ve yorgunlu izlenimi yansıtan cümle ve resimlerden oluşuyor? Yani gençlerimiz neden asi ve yorgun? Bu sorunun cevabı belki kendisini asi ve yorgun hisseden gençlere ışık olacaktır. Yorumlarınızı bekliyorum” diye bir soruyu tartışmaya açtım.
İstedim ki, gençlerimiz kendi durumunu kendileri incelesin, yorumlaması ve mevcut sorun konusunda hep birlikte çözüm arayışı başlatalım. Yaklaşık 20 gün süre ile gençlerin yorumlarını bekledim. Çok isabetli bir karar aldığımı ve güzel bir arayış başlattığımı da belirten katılımcı gençlerden konuya ışık tutacak çok güzel mesajlar aldım. Aslında uzun uzun yorum yapmaya bile gerek kalmayacak kadar açık ve içten mesaj aldığım için kendi görüşümden daha ziyade sözü ilgili gençlere bırakmakta fayda gördüm.
İşte önemli bulduğum bazı mesajlar:
Sevdalinka (Demet Tutkusu Forum): Belki herkes doyma noktasına ulaştığı içindir. Ailelerimiz ne istersek hemen yapıyor. Bir elimiz yağda diğer elimiz balda. Bu da hayatı rutinleştiriyor. Her gün aynı şeyleri yapıyoruz. Okul-ev-internet… Bu da kişiyi sıkıyor, bunalıma itiyor. Bu bunalım sonucunda belirttiğiniz durumlar ortaya çıkıyor.
Selcan (Kelimelerde Forum): Yaşlarımız genç olsa da hayattan (insanlardan) aldığımız darbelerden dolayı agresif olabiliyoruz.. Bir bakıma birikilmişliğin verdiği ve bir şey olsa gerek.. Bir de hayat gerçekten zor.. Bazı insanlar yaşamamışlıklarını ağır atlatabiliyor, bu yüzden de olabilir.. Doğal olarak da hareketlerine ve konuşmalarına yansıyor..
Gökhan (Kelimelerde Forum): Hayatı zor yapan düşünme tarzıdır, kolaylaştıransa yaşam tarzı. Asi olmak değil aslında bu tür işlevler, sadece aramak, aradığını bulduğunu sanmak ve her yanılgıda da bir daha yol almak. Genç olmak bu zaten. Hatalardan biraz olsun ders almak. Ben kendi adıma hepsine güveniyorum. Hayata bakış açıları şu an için anlamsız gibi görünse de, bir zamanlar biz de öyleydik ve hoş görerek bakabilmeyi onlardan daha iyi biliyoruz. Onlar yorgun değiller, sadece sapla samanı birbirine karıştırıyorlar.
Psycho (Kelimelerde forum): Doğar doğmaz içine düştüğümüz ortamda işsizlik, haksızlık, hırsızlık, kapkaç, katiller, abazalar, hortumcular ve her zaman kötü olan bir gidişat içindeki ülkede yaşayan gençleriz. Biz şarkılarında ağlayan insanları şarkıcı diye yutan, kendisini iki defa hem ekonomik darbelerle, hem siyasi hareketlerle bec..en siyasetçiler olmasın diye, "8 yıllık zorunlu eğitim" adını almış bir eğitim sistemimiz olmasın diye, 3 saat 15 dakikaya sığdırılmış bir profesyonel meslek seçimi şansımız olmasın diye, köşe yazılarında ya Amerikan yanlısı,ya PKK yanlısı, ya da mevcut hükümete yaltakçılık yapan yazarlar olmasın diye, ana haber bültenlerinde mankenlerin iç çamaşırlarının düştüğünü göstermesinler diye, diyalogları daha gelişmiş bir aile yapısı olan milletimiz olsun diye, nü resim çizen insanı kuytu bir sokakta kıt beyinliler bıçaklamasın diye, herkesten farklı düşündüğü için insanlar öldürülmesin diye TEPKİSİNİ AGRESİFLİKLE GÖSTEREN ve aykırı olmaya, farklı olmaya çalışan ve bunları yaparken de yılan, yorulan, bitkin düşen bunun üzerine bir de özel hayatımızdaki pişmanlık, hatalar, iyiler ve kötülerle boğuşurken aldığımız darbeleri de düşününce sanırım biz biraz asiyiz...
Roger (PortalTR Forum): Kendi şahsım için konuşuyorum; İmza ve avatarlarımda bir şeyi belirtmek için söz veya resim kullanma gibi bir huyum yoktur. Sevdiğim, hoşuma giden resim veya yazıları tercih ediyorum. Birilerini protesto etmek yada ruh halimi belirtmek için bu aracı kullanma gereği duymuyorum.
Serseri (Sokak Lambası Forum): Çok güzel bir soru valla. Ben de anlamıyorum gençlerimizin yani biz gençler simdi çok mutlu, neşeli olmamız gerekirken hep yorgun hep üzgün ama benim için geçerli değil bu.. Olanlara her zaman olumlu bakmak gerekir. Ne olursa olsun hayata gülümsemek gerekir ama çoğu gençler bunu yapmıyor. Hatta bazılarının bu durum hoşuna bile gidiyor. Bu soruya cevabı öyle düşünen gençlerin vermesi gerek bence..
A_Them_Nuri (Kelimelerde Forum): Gençler istediklerini yapamadıkları için asi, yaptıramadıkları için yorgun ... Bakınız: YÖK.
Elifley (Demet Tutkusu Forum): Sevdalinkanın dedikleri kısmen doğru olabilir. Bir de şimdi gençlerde öyle akıl almaz şeyler var ki, herkes zenginlik, para peşinde. Olan her şeyi yapıyor, olmayan ona bakıp özeniyor. Sonrada kolay yoldan para kazanmak için akıl almayacak işler yapıyor, hiç düşünmeden bir cana kıyıyor. Bilmiyorum bu durumlarda ailelerin de suçu var mı ama eski günler çok daha güzelmiş. Şimdiki devire bakarak şimdi herkeste öyle bir güvensizlik var ki birbirine karşı hiç kimsenin kimseye güveni ve saygısı kalmamış. Bizim devrimiz böyle ama bizden sonraki neslin ve bizim evlatlarımız ne şekilde olacak bunu çok merak ediyorum. Allah sonumuzu hayır etsin ve Rabbim bizlere dinini, imanını bilen, sevgisi-saygısı olan hayırlı evlatları yetiştirmeyi nasıp eder inşallah.
_Gece_ (Demet Tutkusu Forum): Rahat yaşayana rahatlık batar asi olur.. Hep eziyet çeken, cefa gören de durumuna isyan eder .. Resim, avatar, imza vs vs..
Fearles (Demet Tutkusu Forum): Arkadaşlar kim ne yaparsa kendine yapar. Bana, sana, ona yapmaz. Yani hayata hep iyi yönüyle bakmamız lazım, nasıl bakarsak öyle görürüz misali aklı mantığımızı çalıştıralım biraz.
Kedy (Demet Tutukusu Forum): Konu enteresan geldiği için naçizane görüşlerimi belirtmek istedim... Bana göre gençlik değil toplumun tamamını ele alsak daha iyi olur gibi geliyor.. Çünkü toplumda beliren huzursuzluk, nefret ve acımasızlık tamamen şiddet olarak yansıyor. Yaşayan herkes tarafından birbirimize .. sevdalinka arkadaşım kusura bakmasın, ben pek katılmıyorum görüşüne. Çünkü toplum olarak bırakın doyuma ulaşmayı bilakis tüm medeniyetler arasında halen üçüncü dünya ülkesi olarak sıfatlandırılıyoruz .. Bu da her alanda bir hayli eksiğimizin olduğunu gösterir .. Tabi bunların nedenleri var.. neden bir baba veya anne cinnet geçirip, eşini ve çocuklarını balta ile doğrar, yada ne bileyim neden lisede bıçaklama olayları olur.. neden bir polis beylik tabancası ile intihar eder?.. bunları çoğaltmamız o kadar kolay ki .. Bilinen ve halen geçerliliğini koruyan en büyük felsefe Michavelli st felsefedir, çünkü hiç yıpranmamıştır.. Medici ailesinin prensine hediye ettiği kitap acımasız ama bir o kadarda sistemli imha taktik kitabıdır aslında ve batı medeniyeti geçmişte yaşadığı birçok yenilginin öcünü bu felsefeyi ülkeler arası doktrin olarak inceleyerek ve uygulayarak almıştır .. Oysaki tüm dünyanın bildiği gibi medeniyet doğudan yükselmiştir... Biraz paranoyakça bir yaklaşımdan yola çıkarsak, ki aslında bugün dünyada olan bitenin ne olduğunun tam olarak bilinmediği düşünülürse benim paranoyaklığımın ne kadar yerli yada yersiz olduğu çıkar ortaya. Kitle savaşları iki türlüdür, sıcak ve soğuk savaş olarak.. Soğuk savaş denilen çeşidi ise sistemli, akılcı provokatör, sabırlı olmayı gerektirdiği gibi maddi açıdan da beraberinde bazı harcamaları getirir .. El altından yapılan veya yaptırılan tüm işlerin maddi yönü daha fazladır malum.. Şöyle bi inceleyelim .. Kültürel tabanı oluşmamış bir memlekette kaçakçılığı önlemek adına kapıları açma yetkisi veriyorsunuz!!! Bunun da ülke adına faydalı olduğunu ve kaçakçılığı bitirdiğinizi göğsünüzü gere gere söylüyorsunuz .. ve sonrasında hamburgerinden sigarasına tüm yabancı ürünler elini kolunu sallaya sallaya içeri girerken aslında siz download yaparken içeri Truva atı girmiş gibi oluyor.. Çünkü genç ve cahil nüfus bir hayli fazla ama ekonomisi hiç de düzgün olmayan bir ülkeye siz özendirici ve her insanın almak yada tüketmek istediği bu malzemeyi sokarak onları bir şekilde para bulup bu materyalleri tüketmeye zorluyorsunuz .. Genç düşünmez, düşünse de tecrübe eksiğinden dolayı sağlıklı düşünemez .. İster (ki bu da çok normaldir) birinin ayağında Levis kotu veya Conversi gördüğünde aynısını ister.. İşte böyle bir dönemden sonra asıl çığrından çıkma başladı. Kimse fark edemedi, çünkü sistemli bir fetih başlamıştı... Sigara kaçıramayan kaçakçı uyuşturucuya döndü.. İç pazarda tekstil yapan üretici kendi malını satamadığı için dışardan gelenin korsanını yaptı ve sokaklara döküldü.. Dış pazarın içeriye girerken beraberinde getirdiği etiketleri üstünde yazan fiyatlar iç pazar üreticisini de kendi malını aynı yada yakın fiyatlardan satmak zorunda bıraktı, çünkü pahallı olan kalitelidir. Diğeri yaramaz felsefesi yerleşmişti artık herkesin kafasına.. Tüketim delirmeye başladı, gelir tüketim ihtiyacının çok altında seyretti ve insanlar çığrından çıkmaya başladı .. Aile içi huzursuzluklar resmi görevlerde rüşvetler ve adam sendecilikler ve bunların yanında madde kullanımının orta okul seviyesine düşmesi. Aynı zamanda fuhuş sektörünün de (bu şekilde) bunu takip etmesi ve bu pazara düşme tehlikesiyle ve toplumun ilgisizliğiyle büyüyen bir yeni neslin filmler ve diğer alanlardaki yönlendirmeleriyle bu duruma düşmeleri kaçınılmaz oldu.. Cinnet her yerde, toplum rahatsız.. Bir zamanki “hasta adam” tabiri yeniden geçerlilik kazanmaya başladı (ki bu benim iyimser bakışım aslında hasta adam olduk.) Avatarlar ve imzalar sadece çok ama çok ufak bir yansıması bunun.. Anarşizmin yaratıldığı ve bunun marifetmiş gibi reklamının yapıldığı bir ülkede ancak ve ancak halkın iradesinin verdiği bir kurtuluş savaşı (silahlı değil) bazı şeyleri düzeltebilir.. “Harici bedhahları” söylemeye gerek yok.. dahilileri bulup yok etmek ve bunu yaparken de onlardan biri olmadan bu vatana olan borcumuzu ödemeye çalışmak sanırım bizi yeniden biz yapacaktır...
GR! (Demet Tutkusu Forum): Bence bu kadar abartmaya gerek yok ki, resme bakiyor, hoşuna gidiyorsa imza falan ediyor. Yarın başka bir resim bulsun onu imza ediyor.
Dediğim gibi bence bu kadar büyük bir sorun değil bu. Mesela ben hiç dikkat etmiyorum, resim hoş bir şey olsun yeter.
-BarBie_Girl- (Demet Tutkusu Forum): Evet gençlerimiz asi ve yorgun ama avatar ve imzalardaki yazı ve resimler ruh halimizi temsil etmiyor. Avatar ve imzalarda görsellik çok önemli tutuluyor. Görsel açıdan güzel olan bir resim ne anlattığına, ne ifade ettiğine bakılmaksızın hemen kullanılıyor. Mesela forumumuzda üyelere özel imza ve avatarlar yapıyoruz. Kişiden nasıl bir şey istediğini sorduğumuz zaman verilen cevap aynen şu: "Sen kafana göre takıl." Biz de kendi kafamıza takılıp bir şeyler yapıyoruz. Yaptığımız çalışma o kişinin ruh halini yansıtmasa bile o kişi onu kullanmaya devam ediyor. Diğer bir etken ise farklı-aykırı olma isteği. Kanlı, silahlı, hayattan bıkmış duygusu uyandıran imza ve avatarları kullanan kişiler "Ben farklıyım. Normal kişi değilim. Ben uç noktayım" hissi vermeye çalışıyor. Böylece üyeler içinde daha popüler olacağını, daha saygın olacağını hissediyor.
Asimelek (PortalTr Forum): Biri “Asi” mi dedi? Geçiyordum, benden bahsettiğinizi bilsem müdahale ederdim. Şaka bir yana, napalım hocam; bizi bu hayat yordu. Gençliğin kıymetini bilen yok. RoGeR amcama katılıyorum, hayatımın son 5 senesi 50 sene gibi geliyor.
guieT (Sokak Lambası Forum): Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki, belki de bizim payımıza yorgun düşmek ve asileşmek düşüyor... Mesela ben, önceki zamanlarda yaşamayı çok isterdim.. O zamanlar her şey daha doğaldı. Büyüklere daha çok saygı vardı ve genç kesim kendi başına hareket edemiyordu.. Belki de gündem.. şöyle ki; yaşadıklarımız Türkiye’nin, dünyanın şu hali bizleri yoruyor olamaz mı?? Özgürlük içerisinde yaşıyoruz ama özgür değiliz. Kimse özgür değil, her şeye bir etiket biçiliyor... Hayatta sadece özgürlüğün değil yaşamanın, hayata gelmiş olmanın, nefes alıyor olmanın bile bir bedeli var. Yani yaşadığın sürece de yaşamdan sonraki hayatında da hep bedel ödeyeceğiz ve bedel ödediğimiz, ödeyeceğimiz sürece de özgür olamayız, asilik de bundan kaynaklanıyor olmalı... Aydınlık Türkiye, aydınlık toplum, yaşam vs..vs.. bunun için uğraşılıyor ama aydınlık değil. Gençlerin umutları yıllar geçtikçe karanlığa gömülüyor. Bu yüzden de isyan etmek asi olmak kaçınılmaz oluyor...
Kaan (Karagözlükız Forum): Bunun nedeni hayatın verdiği stres ve yorgunluk. Belki de bunu bilerek yapıyorlar. Bende çok takip ederim diğer siteleri de hep acı ve üzüntü adında imzalı avatarlar nedeni bu saydıklarım olsa gerek.
Sarımimoza (Karagözlükız Forum): Avatardaki resim ve imzadaki yazı yada resmin kişinin ruh halini yansıttığına inanıyorum.. Gençlik yorgun ve asi demişsiniz.. Şimdikiler her şeye sahip oldukları için tembellikten yorgunlar.. Asiler, çünkü ebeveynler onları öyle yetiştiriyor... “Biz büyüklerimizden baskı gördük, aman biz onlara yapmayalım” diye düşünüyor çoğu.. Okullarda disiplin yetersiz, büyüklerine saygı duymuyorlar.. Çalışmak zorunda değiller, nasılsa aileleri besliyor onları.. Durum bundan ibaret olunca ortaya asilik ve yorgunluk çıkıyor.. Onların ruh hali de avatar ve imzalarına yansıyor..
Yolcu (Sokak Lambası Forum): Gençlerimiz batıya özeniyor, bir bakın etrafınıza ben de dahil ama gerçek bu değil. Neden İslamiyete özenmiyoruz, dinimizi bilmiyoruz? Herkes diyor ki “Müslümanım” tamam Müslüman olabilirsin ama icraat yok. Eğer dinimizi bilinseydik belki daha farklı olurduk... Belki size çok kapalı kutuymuşum gibi gelebilir, eğer bana yobaz derlerse yobaz olmaya da razıyım ama yeter ki dinimizin güzelliklerini görüp öğrenin. “Biliyorum” demeyin.
Karagözlükız (Karagözlükız Forum): Tamamen insanın o anki ruh haline bağlı ve beğendiği resmi, yazıyı yazıyor. Ben, o an sevdiğim resmi eklerim, beğendiğim yazıyı yazarım ama bu benim o an acı çekiyorum, mutsuzum anlamına gelmez. Tabi öyle durgun, romantik hoş resimleri severim, son günlerde gül resimlerine büyük ilgi duyuyorum. Bu yüzden hiç avatarımı değişmedim çünkü çok seviyorum. Umarım kimse çalmaz:)
Lady35 (Sokak Lambası Forum): Hiç bir fikrim yok.. ben kendimi yorumlayayım, içimden geliyor öyle imza-avatar koymak.
Peri (Demet Tutkusu Forum): Öncelikle evet barbinin dedikleri doğru gibi geliyor. Evet gençler asi ve yorgun. Asilik derken; gençler büyüdüklerinin sembolleri olarak farklılıklarını dile getirmeye çalışıyor. Onun dışında belki duygularını dile getirmeye çalıştıkları için farklı şeyler uygulamaya çalışıyorlar bana göre...
Kedy (Demet Tutkusu Forum): Tabi, ben görüşlerimi yazarken kimlik arayışında olan yeni nesli kastetmedim. Çünkü bir çoğu daha sonra bu tercihinden vazgeçer.. Bir de sadece imaj olsun diye bu tarzı seçenler var ki, zaten konuşmak gereksiz ... Neticede bu yaşayarak, hissederek yapılan bir seçim.. yada bir nevi kişisel reklam, sırf dikkat çekmek için.
Söz konusu mesajlardan en önemlilerini seçtim ve sizlerin yorumuna sundum. Görüldüğü gibi mesaj bırakanlar arasında genel olarak aynı noktalarda birleşilmiş. Ana başlıklar altında toplamak yerine bana göre başlıkları özetleyen cümleleri bir daha aşağıya almakta fayda görüyorum.
a. Belki herkes doyma noktasına ulaştığı içindir.
b. Hayat gerçekten zor.
c. Sapla samanı birbirine karıştırıyorlar.
d. Pişmanlık, hatalar, iyiler ve kötülerle boğuşuyorlar.
e. Hayata gülümsemek gerekir ama çoğu gençler bunu yapmıyor.
f. Gençler istediklerini yapamadıkları için asi, yaptıramadıkları için yorgun.
g. Hiç kimsenin kimseye güveni ve saygısı kalmamış.
h. Toplumda beliren huzursuzluk, nefret ve acımasızlık tamamen şiddet olarak yansıyor.
ı. Farklı-aykırı olma isteği.
i. Gençlerin umutları yıllar geçtikçe karanlığa gömülüyor.
j. Hayatın verdiği stres ve yorgunluk.
k. Büyüdüklerinin sembolleri olarak farklılıklarını dile getirmeye çalışıyor.
Aslında bu tür yazılarda yazarın ayrıca yorum yapmasına gerek kalmıyor. Sizlerin de gördüğü gibi sorumuzu cevaplayan katılımcılar hem sorunu teşhis etmiş hem de çözüm yollarını isabetli şekilde belirtmiş.
Özetlemek gerekirse, yaşanan çağda hızlı bir değişim söz konusu, gençler bu değişime ayak uydurmakta zorlanıyor. Ülkemizdeki yaşam şartları kısıtlı, geleneksel ve dinsel kurallar bağlayıcı ve bütün bunlara karşın gençlerin çevresinde oluşturulmuş sanal bir dünya var. Örneğin, doğuda yaşayan ve okula gitmek için servis bulmakta bile zorlanan gençlerimize sunulan sanal hayatta sınırsız özgürlük var.
Gençler özellikle televizyonlarda kendisine gösterilen sanal dünyayı kendi imkansızlıkları içerisinde yaşamak arzusuyla içten içe kavruluyor ve ulaşamayınca da asabileşiyor, tepkili bir kişiliğe bürünüyor. Onları bu durumdan kurtarmak için ise topyekun bir hareket başlatmak gerekiyor. Öncelikle medyanın oluşturduğu sanal dünyanın yıkılması gerekiyor, insanlar gerçekleri görmeli ve onu yaşamalı. “Sanat yapılıyor” diyerek gençlerin damarlarına enjekte edilen isyan mikrobunun panzehrini bu tür çalışmaları daha sıkı denetleyerek devreye sokmak gerekir.
Özgürlük adı altında insanları kendi ruh dünyasına hapseden bütün eylem ve yayınlar yasaklanmalıdır. Bu arada Milli Eğitim sistemimizi yeniden ve cidden ele alıp kesin doğrular üzerine yapılandırmamız gerekiyor. Yani “iki kere ikinin dört” olduğu gerçeği gibi somut bilgiler dışındaki yorumlu bilgileri ergenlik çağındaki beyinlere vermeyelim.
Felsefenin ne olduğunu bilmeyen kişilerden izafiyet teorisini anlaması, kabul etmesi veya karşı görüşünü üretmesini beklemenin yanlış olduğunu çocukların bile bildiği bir çağda neden ısrar ettiğimizi anlayamıyorum. Okulda edindiği yarım bilgilerle “hayata hazırsın” diyerek mezun ettiğimiz çocuklarımızın gerçekleri görmesi için hayatının en verimli çağlarında, yani 18-30 yaşlarında medyada veya okulda edindiklerinin doğruluk ve yanlışlıklarını yeniden yorumlamakla geçirmesi büyük bir kayıptır.
GENÇLERİMİZ NEDEN ASİ VE YORGUN?
 
İnternet sitelerinde, özellikle forum türü sohbet ve tartışma sayfalarında kayıtlı üyelerin mesajlarına ve imzalarına baktığımda yorgun, bıkkın, asi bir gençlik tablosu görüyorum. Bu konuda daha önce de bir yazı yazmıştım. Hatta internet üzerinden “intihar ve intihara teşvik edenlere hayır” başlıklı bir yazı yayınlayarak konuyu gündeme getirme amaçlı kampanya başlatmıştım.
Bence bu konu oldukça hassas olduğundan daha detaylı inceleme yapmak üzere yeni bir çalışma başlattım. Yazarı olduğum internet sitelerindeki köşemden “Gençlerin imzaları ve avatar resimleri neden genel olarak asi ve yorgunlu izlenimi yansıtan cümle ve resimlerden oluşuyor? Yani gençlerimiz neden asi ve yorgun? Bu sorunun cevabı belki kendisini asi ve yorgun hisseden gençlere ışık olacaktır. Yorumlarınızı bekliyorum” diye bir soruyu tartışmaya açtım.
İstedim ki, gençlerimiz kendi durumunu kendileri incelesin, yorumlaması ve mevcut sorun konusunda hep birlikte çözüm arayışı başlatalım. Yaklaşık 20 gün süre ile gençlerin yorumlarını bekledim. Çok isabetli bir karar aldığımı ve güzel bir arayış başlattığımı da belirten katılımcı gençlerden konuya ışık tutacak çok güzel mesajlar aldım. Aslında uzun uzun yorum yapmaya bile gerek kalmayacak kadar açık ve içten mesaj aldığım için kendi görüşümden daha ziyade sözü ilgili gençlere bırakmakta fayda gördüm.
İşte önemli bulduğum bazı mesajlar:
Sevdalinka (Demet Tutkusu Forum): Belki herkes doyma noktasına ulaştığı içindir. Ailelerimiz ne istersek hemen yapıyor. Bir elimiz yağda diğer elimiz balda. Bu da hayatı rutinleştiriyor. Her gün aynı şeyleri yapıyoruz. Okul-ev-internet… Bu da kişiyi sıkıyor, bunalıma itiyor. Bu bunalım sonucunda belirttiğiniz durumlar ortaya çıkıyor.
Selcan (Kelimelerde Forum): Yaşlarımız genç olsa da hayattan (insanlardan) aldığımız darbelerden dolayı agresif olabiliyoruz.. Bir bakıma birikilmişliğin verdiği ve bir şey olsa gerek.. Bir de hayat gerçekten zor.. Bazı insanlar yaşamamışlıklarını ağır atlatabiliyor, bu yüzden de olabilir.. Doğal olarak da hareketlerine ve konuşmalarına yansıyor..
Gökhan (Kelimelerde Forum): Hayatı zor yapan düşünme tarzıdır, kolaylaştıransa yaşam tarzı. Asi olmak değil aslında bu tür işlevler, sadece aramak, aradığını bulduğunu sanmak ve her yanılgıda da bir daha yol almak. Genç olmak bu zaten. Hatalardan biraz olsun ders almak. Ben kendi adıma hepsine güveniyorum. Hayata bakış açıları şu an için anlamsız gibi görünse de, bir zamanlar biz de öyleydik ve hoş görerek bakabilmeyi onlardan daha iyi biliyoruz. Onlar yorgun değiller, sadece sapla samanı birbirine karıştırıyorlar.
Psycho (Kelimelerde forum): Doğar doğmaz içine düştüğümüz ortamda işsizlik, haksızlık, hırsızlık, kapkaç, katiller, abazalar, hortumcular ve her zaman kötü olan bir gidişat içindeki ülkede yaşayan gençleriz. Biz şarkılarında ağlayan insanları şarkıcı diye yutan, kendisini iki defa hem ekonomik darbelerle, hem siyasi hareketlerle bec..en siyasetçiler olmasın diye, "8 yıllık zorunlu eğitim" adını almış bir eğitim sistemimiz olmasın diye, 3 saat 15 dakikaya sığdırılmış bir profesyonel meslek seçimi şansımız olmasın diye, köşe yazılarında ya Amerikan yanlısı,ya PKK yanlısı, ya da mevcut hükümete yaltakçılık yapan yazarlar olmasın diye, ana haber bültenlerinde mankenlerin iç çamaşırlarının düştüğünü göstermesinler diye, diyalogları daha gelişmiş bir aile yapısı olan milletimiz olsun diye, nü resim çizen insanı kuytu bir sokakta kıt beyinliler bıçaklamasın diye, herkesten farklı düşündüğü için insanlar öldürülmesin diye TEPKİSİNİ AGRESİFLİKLE GÖSTEREN ve aykırı olmaya, farklı olmaya çalışan ve bunları yaparken de yılan, yorulan, bitkin düşen bunun üzerine bir de özel hayatımızdaki pişmanlık, hatalar, iyiler ve kötülerle boğuşurken aldığımız darbeleri de düşününce sanırım biz biraz asiyiz...
Roger (PortalTR Forum): Kendi şahsım için konuşuyorum; İmza ve avatarlarımda bir şeyi belirtmek için söz veya resim kullanma gibi bir huyum yoktur. Sevdiğim, hoşuma giden resim veya yazıları tercih ediyorum. Birilerini protesto etmek yada ruh halimi belirtmek için bu aracı kullanma gereği duymuyorum.
Serseri (Sokak Lambası Forum): Çok güzel bir soru valla. Ben de anlamıyorum gençlerimizin yani biz gençler simdi çok mutlu, neşeli olmamız gerekirken hep yorgun hep üzgün ama benim için geçerli değil bu.. Olanlara her zaman olumlu bakmak gerekir. Ne olursa olsun hayata gülümsemek gerekir ama çoğu gençler bunu yapmıyor. Hatta bazılarının bu durum hoşuna bile gidiyor. Bu soruya cevabı öyle düşünen gençlerin vermesi gerek bence..
A_Them_Nuri (Kelimelerde Forum): Gençler istediklerini yapamadıkları için asi, yaptıramadıkları için yorgun ... Bakınız: YÖK.
Elifley (Demet Tutkusu Forum): Sevdalinkanın dedikleri kısmen doğru olabilir. Bir de şimdi gençlerde öyle akıl almaz şeyler var ki, herkes zenginlik, para peşinde. Olan her şeyi yapıyor, olmayan ona bakıp özeniyor. Sonrada kolay yoldan para kazanmak için akıl almayacak işler yapıyor, hiç düşünmeden bir cana kıyıyor. Bilmiyorum bu durumlarda ailelerin de suçu var mı ama eski günler çok daha güzelmiş. Şimdiki devire bakarak şimdi herkeste öyle bir güvensizlik var ki birbirine karşı hiç kimsenin kimseye güveni ve saygısı kalmamış. Bizim devrimiz böyle ama bizden sonraki neslin ve bizim evlatlarımız ne şekilde olacak bunu çok merak ediyorum. Allah sonumuzu hayır etsin ve Rabbim bizlere dinini, imanını bilen, sevgisi-saygısı olan hayırlı evlatları yetiştirmeyi nasıp eder inşallah.
_Gece_ (Demet Tutkusu Forum): Rahat yaşayana rahatlık batar asi olur.. Hep eziyet çeken, cefa gören de durumuna isyan eder .. Resim, avatar, imza vs vs..
Fearles (Demet Tutkusu Forum): Arkadaşlar kim ne yaparsa kendine yapar. Bana, sana, ona yapmaz. Yani hayata hep iyi yönüyle bakmamız lazım, nasıl bakarsak öyle görürüz misali aklı mantığımızı çalıştıralım biraz.
Kedy (Demet Tutukusu Forum): Konu enteresan geldiği için naçizane görüşlerimi belirtmek istedim... Bana göre gençlik değil toplumun tamamını ele alsak daha iyi olur gibi geliyor.. Çünkü toplumda beliren huzursuzluk, nefret ve acımasızlık tamamen şiddet olarak yansıyor. Yaşayan herkes tarafından birbirimize .. sevdalinka arkadaşım kusura bakmasın, ben pek katılmıyorum görüşüne. Çünkü toplum olarak bırakın doyuma ulaşmayı bilakis tüm medeniyetler arasında halen üçüncü dünya ülkesi olarak sıfatlandırılıyoruz .. Bu da her alanda bir hayli eksiğimizin olduğunu gösterir .. Tabi bunların nedenleri var.. neden bir baba veya anne cinnet geçirip, eşini ve çocuklarını balta ile doğrar, yada ne bileyim neden lisede bıçaklama olayları olur.. neden bir polis beylik tabancası ile intihar eder?.. bunları çoğaltmamız o kadar kolay ki .. Bilinen ve halen geçerliliğini koruyan en büyük felsefe Michavelli st felsefedir, çünkü hiç yıpranmamıştır.. Medici ailesinin prensine hediye ettiği kitap acımasız ama bir o kadarda sistemli imha taktik kitabıdır aslında ve batı medeniyeti geçmişte yaşadığı birçok yenilginin öcünü bu felsefeyi ülkeler arası doktrin olarak inceleyerek ve uygulayarak almıştır .. Oysaki tüm dünyanın bildiği gibi medeniyet doğudan yükselmiştir... Biraz paranoyakça bir yaklaşımdan yola çıkarsak, ki aslında bugün dünyada olan bitenin ne olduğunun tam olarak bilinmediği düşünülürse benim paranoyaklığımın ne kadar yerli yada yersiz olduğu çıkar ortaya. Kitle savaşları iki türlüdür, sıcak ve soğuk savaş olarak.. Soğuk savaş denilen çeşidi ise sistemli, akılcı provokatör, sabırlı olmayı gerektirdiği gibi maddi açıdan da beraberinde bazı harcamaları getirir .. El altından yapılan veya yaptırılan tüm işlerin maddi yönü daha fazladır malum.. Şöyle bi inceleyelim .. Kültürel tabanı oluşmamış bir memlekette kaçakçılığı önlemek adına kapıları açma yetkisi veriyorsunuz!!! Bunun da ülke adına faydalı olduğunu ve kaçakçılığı bitirdiğinizi göğsünüzü gere gere söylüyorsunuz .. ve sonrasında hamburgerinden sigarasına tüm yabancı ürünler elini kolunu sallaya sallaya içeri girerken aslında siz download yaparken içeri Truva atı girmiş gibi oluyor.. Çünkü genç ve cahil nüfus bir hayli fazla ama ekonomisi hiç de düzgün olmayan bir ülkeye siz özendirici ve her insanın almak yada tüketmek istediği bu malzemeyi sokarak onları bir şekilde para bulup bu materyalleri tüketmeye zorluyorsunuz .. Genç düşünmez, düşünse de tecrübe eksiğinden dolayı sağlıklı düşünemez .. İster (ki bu da çok normaldir) birinin ayağında Levis kotu veya Conversi gördüğünde aynısını ister.. İşte böyle bir dönemden sonra asıl çığrından çıkma başladı. Kimse fark edemedi, çünkü sistemli bir fetih başlamıştı... Sigara kaçıramayan kaçakçı uyuşturucuya döndü.. İç pazarda tekstil yapan üretici kendi malını satamadığı için dışardan gelenin korsanını yaptı ve sokaklara döküldü.. Dış pazarın içeriye girerken beraberinde getirdiği etiketleri üstünde yazan fiyatlar iç pazar üreticisini de kendi malını aynı yada yakın fiyatlardan satmak zorunda bıraktı, çünkü pahallı olan kalitelidir. Diğeri yaramaz felsefesi yerleşmişti artık herkesin kafasına.. Tüketim delirmeye başladı, gelir tüketim ihtiyacının çok altında seyretti ve insanlar çığrından çıkmaya başladı .. Aile içi huzursuzluklar resmi görevlerde rüşvetler ve adam sendecilikler ve bunların yanında madde kullanımının orta okul seviyesine düşmesi. Aynı zamanda fuhuş sektörünün de (bu şekilde) bunu takip etmesi ve bu pazara düşme tehlikesiyle ve toplumun ilgisizliğiyle büyüyen bir yeni neslin filmler ve diğer alanlardaki yönlendirmeleriyle bu duruma düşmeleri kaçınılmaz oldu.. Cinnet her yerde, toplum rahatsız.. Bir zamanki “hasta adam” tabiri yeniden geçerlilik kazanmaya başladı (ki bu benim iyimser bakışım aslında hasta adam olduk.) Avatarlar ve imzalar sadece çok ama çok ufak bir yansıması bunun.. Anarşizmin yaratıldığı ve bunun marifetmiş gibi reklamının yapıldığı bir ülkede ancak ve ancak halkın iradesinin verdiği bir kurtuluş savaşı (silahlı değil) bazı şeyleri düzeltebilir.. “Harici bedhahları” söylemeye gerek yok.. dahilileri bulup yok etmek ve bunu yaparken de onlardan biri olmadan bu vatana olan borcumuzu ödemeye çalışmak sanırım bizi yeniden biz yapacaktır...
GR! (Demet Tutkusu Forum): Bence bu kadar abartmaya gerek yok ki, resme bakiyor, hoşuna gidiyorsa imza falan ediyor. Yarın başka bir resim bulsun onu imza ediyor.
Dediğim gibi bence bu kadar büyük bir sorun değil bu. Mesela ben hiç dikkat etmiyorum, resim hoş bir şey olsun yeter.
-BarBie_Girl- (Demet Tutkusu Forum): Evet gençlerimiz asi ve yorgun ama avatar ve imzalardaki yazı ve resimler ruh halimizi temsil etmiyor. Avatar ve imzalarda görsellik çok önemli tutuluyor. Görsel açıdan güzel olan bir resim ne anlattığına, ne ifade ettiğine bakılmaksızın hemen kullanılıyor. Mesela forumumuzda üyelere özel imza ve avatarlar yapıyoruz. Kişiden nasıl bir şey istediğini sorduğumuz zaman verilen cevap aynen şu: "Sen kafana göre takıl." Biz de kendi kafamıza takılıp bir şeyler yapıyoruz. Yaptığımız çalışma o kişinin ruh halini yansıtmasa bile o kişi onu kullanmaya devam ediyor. Diğer bir etken ise farklı-aykırı olma isteği. Kanlı, silahlı, hayattan bıkmış duygusu uyandıran imza ve avatarları kullanan kişiler "Ben farklıyım. Normal kişi değilim. Ben uç noktayım" hissi vermeye çalışıyor. Böylece üyeler içinde daha popüler olacağını, daha saygın olacağını hissediyor.
Asimelek (PortalTr Forum): Biri “Asi” mi dedi? Geçiyordum, benden bahsettiğinizi bilsem müdahale ederdim. Şaka bir yana, napalım hocam; bizi bu hayat yordu. Gençliğin kıymetini bilen yok. RoGeR amcama katılıyorum, hayatımın son 5 senesi 50 sene gibi geliyor.
guieT (Sokak Lambası Forum): Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki, belki de bizim payımıza yorgun düşmek ve asileşmek düşüyor... Mesela ben, önceki zamanlarda yaşamayı çok isterdim.. O zamanlar her şey daha doğaldı. Büyüklere daha çok saygı vardı ve genç kesim kendi başına hareket edemiyordu.. Belki de gündem.. şöyle ki; yaşadıklarımız Türkiye’nin, dünyanın şu hali bizleri yoruyor olamaz mı?? Özgürlük içerisinde yaşıyoruz ama özgür değiliz. Kimse özgür değil, her şeye bir etiket biçiliyor... Hayatta sadece özgürlüğün değil yaşamanın, hayata gelmiş olmanın, nefes alıyor olmanın bile bir bedeli var. Yani yaşadığın sürece de yaşamdan sonraki hayatında da hep bedel ödeyeceğiz ve bedel ödediğimiz, ödeyeceğimiz sürece de özgür olamayız, asilik de bundan kaynaklanıyor olmalı... Aydınlık Türkiye, aydınlık toplum, yaşam vs..vs.. bunun için uğraşılıyor ama aydınlık değil. Gençlerin umutları yıllar geçtikçe karanlığa gömülüyor. Bu yüzden de isyan etmek asi olmak kaçınılmaz oluyor...
Kaan (Karagözlükız Forum): Bunun nedeni hayatın verdiği stres ve yorgunluk. Belki de bunu bilerek yapıyorlar. Bende çok takip ederim diğer siteleri de hep acı ve üzüntü adında imzalı avatarlar nedeni bu saydıklarım olsa gerek.
Sarımimoza (Karagözlükız Forum): Avatardaki resim ve imzadaki yazı yada resmin kişinin ruh halini yansıttığına inanıyorum.. Gençlik yorgun ve asi demişsiniz.. Şimdikiler her şeye sahip oldukları için tembellikten yorgunlar.. Asiler, çünkü ebeveynler onları öyle yetiştiriyor... “Biz büyüklerimizden baskı gördük, aman biz onlara yapmayalım” diye düşünüyor çoğu.. Okullarda disiplin yetersiz, büyüklerine saygı duymuyorlar.. Çalışmak zorunda değiller, nasılsa aileleri besliyor onları.. Durum bundan ibaret olunca ortaya asilik ve yorgunluk çıkıyor.. Onların ruh hali de avatar ve imzalarına yansıyor..
Yolcu (Sokak Lambası Forum): Gençlerimiz batıya özeniyor, bir bakın etrafınıza ben de dahil ama gerçek bu değil. Neden İslamiyete özenmiyoruz, dinimizi bilmiyoruz? Herkes diyor ki “Müslümanım” tamam Müslüman olabilirsin ama icraat yok. Eğer dinimizi bilinseydik belki daha farklı olurduk... Belki size çok kapalı kutuymuşum gibi gelebilir, eğer bana yobaz derlerse yobaz olmaya da razıyım ama yeter ki dinimizin güzelliklerini görüp öğrenin. “Biliyorum” demeyin.
Karagözlükız (Karagözlükız Forum): Tamamen insanın o anki ruh haline bağlı ve beğendiği resmi, yazıyı yazıyor. Ben, o an sevdiğim resmi eklerim, beğendiğim yazıyı yazarım ama bu benim o an acı çekiyorum, mutsuzum anlamına gelmez. Tabi öyle durgun, romantik hoş resimleri severim, son günlerde gül resimlerine büyük ilgi duyuyorum. Bu yüzden hiç avatarımı değişmedim çünkü çok seviyorum. Umarım kimse çalmaz:)
Lady35 (Sokak Lambası Forum): Hiç bir fikrim yok.. ben kendimi yorumlayayım, içimden geliyor öyle imza-avatar koymak.
Peri (Demet Tutkusu Forum): Öncelikle evet barbinin dedikleri doğru gibi geliyor. Evet gençler asi ve yorgun. Asilik derken; gençler büyüdüklerinin sembolleri olarak farklılıklarını dile getirmeye çalışıyor. Onun dışında belki duygularını dile getirmeye çalıştıkları için farklı şeyler uygulamaya çalışıyorlar bana göre...
Kedy (Demet Tutkusu Forum): Tabi, ben görüşlerimi yazarken kimlik arayışında olan yeni nesli kastetmedim. Çünkü bir çoğu daha sonra bu tercihinden vazgeçer.. Bir de sadece imaj olsun diye bu tarzı seçenler var ki, zaten konuşmak gereksiz ... Neticede bu yaşayarak, hissederek yapılan bir seçim.. yada bir nevi kişisel reklam, sırf dikkat çekmek için.
Söz konusu mesajlardan en önemlilerini seçtim ve sizlerin yorumuna sundum. Görüldüğü gibi mesaj bırakanlar arasında genel olarak aynı noktalarda birleşilmiş. Ana başlıklar altında toplamak yerine bana göre başlıkları özetleyen cümleleri bir daha aşağıya almakta fayda görüyorum.
a. Belki herkes doyma noktasına ulaştığı içindir.
b. Hayat gerçekten zor.
c. Sapla samanı birbirine karıştırıyorlar.
d. Pişmanlık, hatalar, iyiler ve kötülerle boğuşuyorlar.
e. Hayata gülümsemek gerekir ama çoğu gençler bunu yapmıyor.
f. Gençler istediklerini yapamadıkları için asi, yaptıramadıkları için yorgun.
g. Hiç kimsenin kimseye güveni ve saygısı kalmamış.
h. Toplumda beliren huzursuzluk, nefret ve acımasızlık tamamen şiddet olarak yansıyor.
ı. Farklı-aykırı olma isteği.
i. Gençlerin umutları yıllar geçtikçe karanlığa gömülüyor.
j. Hayatın verdiği stres ve yorgunluk.
k. Büyüdüklerinin sembolleri olarak farklılıklarını dile getirmeye çalışıyor.
Aslında bu tür yazılarda yazarın ayrıca yorum yapmasına gerek kalmıyor. Sizlerin de gördüğü gibi sorumuzu cevaplayan katılımcılar hem sorunu teşhis etmiş hem de çözüm yollarını isabetli şekilde belirtmiş.
Özetlemek gerekirse, yaşanan çağda hızlı bir değişim söz konusu, gençler bu değişime ayak uydurmakta zorlanıyor. Ülkemizdeki yaşam şartları kısıtlı, geleneksel ve dinsel kurallar bağlayıcı ve bütün bunlara karşın gençlerin çevresinde oluşturulmuş sanal bir dünya var. Örneğin, doğuda yaşayan ve okula gitmek için servis bulmakta bile zorlanan gençlerimize sunulan sanal hayatta sınırsız özgürlük var.
Gençler özellikle televizyonlarda kendisine gösterilen sanal dünyayı kendi imkansızlıkları içerisinde yaşamak arzusuyla içten içe kavruluyor ve ulaşamayınca da asabileşiyor, tepkili bir kişiliğe bürünüyor. Onları bu durumdan kurtarmak için ise topyekun bir hareket başlatmak gerekiyor. Öncelikle medyanın oluşturduğu sanal dünyanın yıkılması gerekiyor, insanlar gerçekleri görmeli ve onu yaşamalı. “Sanat yapılıyor” diyerek gençlerin damarlarına enjekte edilen isyan mikrobunun panzehrini bu tür çalışmaları daha sıkı denetleyerek devreye sokmak gerekir.
Özgürlük adı altında insanları kendi ruh dünyasına hapseden bütün eylem ve yayınlar yasaklanmalıdır. Bu arada Milli Eğitim sistemimizi yeniden ve cidden ele alıp kesin doğrular üzerine yapılandırmamız gerekiyor. Yani “iki kere ikinin dört” olduğu gerçeği gibi somut bilgiler dışındaki yorumlu bilgileri ergenlik çağındaki beyinlere vermeyelim.
Felsefenin ne olduğunu bilmeyen kişilerden izafiyet teorisini anlaması, kabul etmesi veya karşı görüşünü üretmesini beklemenin yanlış olduğunu çocukların bile bildiği bir çağda neden ısrar ettiğimizi anlayamıyorum. Okulda edindiği yarım bilgilerle “hayata hazırsın” diyerek mezun ettiğimiz çocuklarımızın gerçekleri görmesi için hayatının en verimli çağlarında, yani 18-30 yaşlarında medyada veya okulda edindiklerinin doğruluk ve yanlışlıklarını yeniden yorumlamakla geçirmesi büyük bir kayıptır.
GENÇLERİMİZ NEDEN ASİ VE YORGUN?
 
İnternet sitelerinde, özellikle forum türü sohbet ve tartışma sayfalarında kayıtlı üyelerin mesajlarına ve imzalarına baktığımda yorgun, bıkkın, asi bir gençlik tablosu görüyorum. Bu konuda daha önce de bir yazı yazmıştım. Hatta internet üzerinden “intihar ve intihara teşvik edenlere hayır” başlıklı bir yazı yayınlayarak konuyu gündeme getirme amaçlı kampanya başlatmıştım.
Bence bu konu oldukça hassas olduğundan daha detaylı inceleme yapmak üzere yeni bir çalışma başlattım. Yazarı olduğum internet sitelerindeki köşemden “Gençlerin imzaları ve avatar resimleri neden genel olarak asi ve yorgunlu izlenimi yansıtan cümle ve resimlerden oluşuyor? Yani gençlerimiz neden asi ve yorgun? Bu sorunun cevabı belki kendisini asi ve yorgun hisseden gençlere ışık olacaktır. Yorumlarınızı bekliyorum” diye bir soruyu tartışmaya açtım.
İstedim ki, gençlerimiz kendi durumunu kendileri incelesin, yorumlaması ve mevcut sorun konusunda hep birlikte çözüm arayışı başlatalım. Yaklaşık 20 gün süre ile gençlerin yorumlarını bekledim. Çok isabetli bir karar aldığımı ve güzel bir arayış başlattığımı da belirten katılımcı gençlerden konuya ışık tutacak çok güzel mesajlar aldım. Aslında uzun uzun yorum yapmaya bile gerek kalmayacak kadar açık ve içten mesaj aldığım için kendi görüşümden daha ziyade sözü ilgili gençlere bırakmakta fayda gördüm.
İşte önemli bulduğum bazı mesajlar:
Sevdalinka (Demet Tutkusu Forum): Belki herkes doyma noktasına ulaştığı içindir. Ailelerimiz ne istersek hemen yapıyor. Bir elimiz yağda diğer elimiz balda. Bu da hayatı rutinleştiriyor. Her gün aynı şeyleri yapıyoruz. Okul-ev-internet… Bu da kişiyi sıkıyor, bunalıma itiyor. Bu bunalım sonucunda belirttiğiniz durumlar ortaya çıkıyor.
Selcan (Kelimelerde Forum): Yaşlarımız genç olsa da hayattan (insanlardan) aldığımız darbelerden dolayı agresif olabiliyoruz.. Bir bakıma birikilmişliğin verdiği ve bir şey olsa gerek.. Bir de hayat gerçekten zor.. Bazı insanlar yaşamamışlıklarını ağır atlatabiliyor, bu yüzden de olabilir.. Doğal olarak da hareketlerine ve konuşmalarına yansıyor..
Gökhan (Kelimelerde Forum): Hayatı zor yapan düşünme tarzıdır, kolaylaştıransa yaşam tarzı. Asi olmak değil aslında bu tür işlevler, sadece aramak, aradığını bulduğunu sanmak ve her yanılgıda da bir daha yol almak. Genç olmak bu zaten. Hatalardan biraz olsun ders almak. Ben kendi adıma hepsine güveniyorum. Hayata bakış açıları şu an için anlamsız gibi görünse de, bir zamanlar biz de öyleydik ve hoş görerek bakabilmeyi onlardan daha iyi biliyoruz. Onlar yorgun değiller, sadece sapla samanı birbirine karıştırıyorlar.
Psycho (Kelimelerde forum): Doğar doğmaz içine düştüğümüz ortamda işsizlik, haksızlık, hırsızlık, kapkaç, katiller, abazalar, hortumcular ve her zaman kötü olan bir gidişat içindeki ülkede yaşayan gençleriz. Biz şarkılarında ağlayan insanları şarkıcı diye yutan, kendisini iki defa hem ekonomik darbelerle, hem siyasi hareketlerle bec..en siyasetçiler olmasın diye, "8 yıllık zorunlu eğitim" adını almış bir eğitim sistemimiz olmasın diye, 3 saat 15 dakikaya sığdırılmış bir profesyonel meslek seçimi şansımız olmasın diye, köşe yazılarında ya Amerikan yanlısı,ya PKK yanlısı, ya da mevcut hükümete yaltakçılık yapan yazarlar olmasın diye, ana haber bültenlerinde mankenlerin iç çamaşırlarının düştüğünü göstermesinler diye, diyalogları daha gelişmiş bir aile yapısı olan milletimiz olsun diye, nü resim çizen insanı kuytu bir sokakta kıt beyinliler bıçaklamasın diye, herkesten farklı düşündüğü için insanlar öldürülmesin diye TEPKİSİNİ AGRESİFLİKLE GÖSTEREN ve aykırı olmaya, farklı olmaya çalışan ve bunları yaparken de yılan, yorulan, bitkin düşen bunun üzerine bir de özel hayatımızdaki pişmanlık, hatalar, iyiler ve kötülerle boğuşurken aldığımız darbeleri de düşününce sanırım biz biraz asiyiz...
Roger (PortalTR Forum): Kendi şahsım için konuşuyorum; İmza ve avatarlarımda bir şeyi belirtmek için söz veya resim kullanma gibi bir huyum yoktur. Sevdiğim, hoşuma giden resim veya yazıları tercih ediyorum. Birilerini protesto etmek yada ruh halimi belirtmek için bu aracı kullanma gereği duymuyorum.
Serseri (Sokak Lambası Forum): Çok güzel bir soru valla. Ben de anlamıyorum gençlerimizin yani biz gençler simdi çok mutlu, neşeli olmamız gerekirken hep yorgun hep üzgün ama benim için geçerli değil bu.. Olanlara her zaman olumlu bakmak gerekir. Ne olursa olsun hayata gülümsemek gerekir ama çoğu gençler bunu yapmıyor. Hatta bazılarının bu durum hoşuna bile gidiyor. Bu soruya cevabı öyle düşünen gençlerin vermesi gerek bence..
A_Them_Nuri (Kelimelerde Forum): Gençler istediklerini yapamadıkları için asi, yaptıramadıkları için yorgun ... Bakınız: YÖK.
Elifley (Demet Tutkusu Forum): Sevdalinkanın dedikleri kısmen doğru olabilir. Bir de şimdi gençlerde öyle akıl almaz şeyler var ki, herkes zenginlik, para peşinde. Olan her şeyi yapıyor, olmayan ona bakıp özeniyor. Sonrada kolay yoldan para kazanmak için akıl almayacak işler yapıyor, hiç düşünmeden bir cana kıyıyor. Bilmiyorum bu durumlarda ailelerin de suçu var mı ama eski günler çok daha güzelmiş. Şimdiki devire bakarak şimdi herkeste öyle bir güvensizlik var ki birbirine karşı hiç kimsenin kimseye güveni ve saygısı kalmamış. Bizim devrimiz böyle ama bizden sonraki neslin ve bizim evlatlarımız ne şekilde olacak bunu çok merak ediyorum. Allah sonumuzu hayır etsin ve Rabbim bizlere dinini, imanını bilen, sevgisi-saygısı olan hayırlı evlatları yetiştirmeyi nasıp eder inşallah.
_Gece_ (Demet Tutkusu Forum): Rahat yaşayana rahatlık batar asi olur.. Hep eziyet çeken, cefa gören de durumuna isyan eder .. Resim, avatar, imza vs vs..
Fearles (Demet Tutkusu Forum): Arkadaşlar kim ne yaparsa kendine yapar. Bana, sana, ona yapmaz. Yani hayata hep iyi yönüyle bakmamız lazım, nasıl bakarsak öyle görürüz misali aklı mantığımızı çalıştıralım biraz.
Kedy (Demet Tutukusu Forum): Konu enteresan geldiği için naçizane görüşlerimi belirtmek istedim... Bana göre gençlik değil toplumun tamamını ele alsak daha iyi olur gibi geliyor.. Çünkü toplumda beliren huzursuzluk, nefret ve acımasızlık tamamen şiddet olarak yansıyor. Yaşayan herkes tarafından birbirimize .. sevdalinka arkadaşım kusura bakmasın, ben pek katılmıyorum görüşüne. Çünkü toplum olarak bırakın doyuma ulaşmayı bilakis tüm medeniyetler arasında halen üçüncü dünya ülkesi olarak sıfatlandırılıyoruz .. Bu da her alanda bir hayli eksiğimizin olduğunu gösterir .. Tabi bunların nedenleri var.. neden bir baba veya anne cinnet geçirip, eşini ve çocuklarını balta ile doğrar, yada ne bileyim neden lisede bıçaklama olayları olur.. neden bir polis beylik tabancası ile intihar eder?.. bunları çoğaltmamız o kadar kolay ki .. Bilinen ve halen geçerliliğini koruyan en büyük felsefe Michavelli st felsefedir, çünkü hiç yıpranmamıştır.. Medici ailesinin prensine hediye ettiği kitap acımasız ama bir o kadarda sistemli imha taktik kitabıdır aslında ve batı medeniyeti geçmişte yaşadığı birçok yenilginin öcünü bu felsefeyi ülkeler arası doktrin olarak inceleyerek ve uygulayarak almıştır .. Oysaki tüm dünyanın bildiği gibi medeniyet doğudan yükselmiştir... Biraz paranoyakça bir yaklaşımdan yola çıkarsak, ki aslında bugün dünyada olan bitenin ne olduğunun tam olarak bilinmediği düşünülürse benim paranoyaklığımın ne kadar yerli yada yersiz olduğu çıkar ortaya. Kitle savaşları iki türlüdür, sıcak ve soğuk savaş olarak.. Soğuk savaş denilen çeşidi ise sistemli, akılcı provokatör, sabırlı olmayı gerektirdiği gibi maddi açıdan da beraberinde bazı harcamaları getirir .. El altından yapılan veya yaptırılan tüm işlerin maddi yönü daha fazladır malum.. Şöyle bi inceleyelim .. Kültürel tabanı oluşmamış bir memlekette kaçakçılığı önlemek adına kapıları açma yetkisi veriyorsunuz!!! Bunun da ülke adına faydalı olduğunu ve kaçakçılığı bitirdiğinizi göğsünüzü gere gere söylüyorsunuz .. ve sonrasında hamburgerinden sigarasına tüm yabancı ürünler elini kolunu sallaya sallaya içeri girerken aslında siz download yaparken içeri Truva atı girmiş gibi oluyor.. Çünkü genç ve cahil nüfus bir hayli fazla ama ekonomisi hiç de düzgün olmayan bir ülkeye siz özendirici ve her insanın almak yada tüketmek istediği bu malzemeyi sokarak onları bir şekilde para bulup bu materyalleri tüketmeye zorluyorsunuz .. Genç düşünmez, düşünse de tecrübe eksiğinden dolayı sağlıklı düşünemez .. İster (ki bu da çok normaldir) birinin ayağında Levis kotu veya Conversi gördüğünde aynısını ister.. İşte böyle bir dönemden sonra asıl çığrından çıkma başladı. Kimse fark edemedi, çünkü sistemli bir fetih başlamıştı... Sigara kaçıramayan kaçakçı uyuşturucuya döndü.. İç pazarda tekstil yapan üretici kendi malını satamadığı için dışardan gelenin korsanını yaptı ve sokaklara döküldü.. Dış pazarın içeriye girerken beraberinde getirdiği etiketleri üstünde yazan fiyatlar iç pazar üreticisini de kendi malını aynı yada yakın fiyatlardan satmak zorunda bıraktı, çünkü pahallı olan kalitelidir. Diğeri yaramaz felsefesi yerleşmişti artık herkesin kafasına.. Tüketim delirmeye başladı, gelir tüketim ihtiyacının çok altında seyretti ve insanlar çığrından çıkmaya başladı .. Aile içi huzursuzluklar resmi görevlerde rüşvetler ve adam sendecilikler ve bunların yanında madde kullanımının orta okul seviyesine düşmesi. Aynı zamanda fuhuş sektörünün de (bu şekilde) bunu takip etmesi ve bu pazara düşme tehlikesiyle ve toplumun ilgisizliğiyle büyüyen bir yeni neslin filmler ve diğer alanlardaki yönlendirmeleriyle bu duruma düşmeleri kaçınılmaz oldu.. Cinnet her yerde, toplum rahatsız.. Bir zamanki “hasta adam” tabiri yeniden geçerlilik kazanmaya başladı (ki bu benim iyimser bakışım aslında hasta adam olduk.) Avatarlar ve imzalar sadece çok ama çok ufak bir yansıması bunun.. Anarşizmin yaratıldığı ve bunun marifetmiş gibi reklamının yapıldığı bir ülkede ancak ve ancak halkın iradesinin verdiği bir kurtuluş savaşı (silahlı değil) bazı şeyleri düzeltebilir.. “Harici bedhahları” söylemeye gerek yok.. dahilileri bulup yok etmek ve bunu yaparken de onlardan biri olmadan bu vatana olan borcumuzu ödemeye çalışmak sanırım bizi yeniden biz yapacaktır...
GR! (Demet Tutkusu Forum): Bence bu kadar abartmaya gerek yok ki, resme bakiyor, hoşuna gidiyorsa imza falan ediyor. Yarın başka bir resim bulsun onu imza ediyor.
Dediğim gibi bence bu kadar büyük bir sorun değil bu. Mesela ben hiç dikkat etmiyorum, resim hoş bir şey olsun yeter.
-BarBie_Girl- (Demet Tutkusu Forum): Evet gençlerimiz asi ve yorgun ama avatar ve imzalardaki yazı ve resimler ruh halimizi temsil etmiyor. Avatar ve imzalarda görsellik çok önemli tutuluyor. Görsel açıdan güzel olan bir resim ne anlattığına, ne ifade ettiğine bakılmaksızın hemen kullanılıyor. Mesela forumumuzda üyelere özel imza ve avatarlar yapıyoruz. Kişiden nasıl bir şey istediğini sorduğumuz zaman verilen cevap aynen şu: "Sen kafana göre takıl." Biz de kendi kafamıza takılıp bir şeyler yapıyoruz. Yaptığımız çalışma o kişinin ruh halini yansıtmasa bile o kişi onu kullanmaya devam ediyor. Diğer bir etken ise farklı-aykırı olma isteği. Kanlı, silahlı, hayattan bıkmış duygusu uyandıran imza ve avatarları kullanan kişiler "Ben farklıyım. Normal kişi değilim. Ben uç noktayım" hissi vermeye çalışıyor. Böylece üyeler içinde daha popüler olacağını, daha saygın olacağını hissediyor.
Asimelek (PortalTr Forum): Biri “Asi” mi dedi? Geçiyordum, benden bahsettiğinizi bilsem müdahale ederdim. Şaka bir yana, napalım hocam; bizi bu hayat yordu. Gençliğin kıymetini bilen yok. RoGeR amcama katılıyorum, hayatımın son 5 senesi 50 sene gibi geliyor.
guieT (Sokak Lambası Forum): Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki, belki de bizim payımıza yorgun düşmek ve asileşmek düşüyor... Mesela ben, önceki zamanlarda yaşamayı çok isterdim.. O zamanlar her şey daha doğaldı. Büyüklere daha çok saygı vardı ve genç kesim kendi başına hareket edemiyordu.. Belki de gündem.. şöyle ki; yaşadıklarımız Türkiye’nin, dünyanın şu hali bizleri yoruyor olamaz mı?? Özgürlük içerisinde yaşıyoruz ama özgür değiliz. Kimse özgür değil, her şeye bir etiket biçiliyor... Hayatta sadece özgürlüğün değil yaşamanın, hayata gelmiş olmanın, nefes alıyor olmanın bile bir bedeli var. Yani yaşadığın sürece de yaşamdan sonraki hayatında da hep bedel ödeyeceğiz ve bedel ödediğimiz, ödeyeceğimiz sürece de özgür olamayız, asilik de bundan kaynaklanıyor olmalı... Aydınlık Türkiye, aydınlık toplum, yaşam vs..vs.. bunun için uğraşılıyor ama aydınlık değil. Gençlerin umutları yıllar geçtikçe karanlığa gömülüyor. Bu yüzden de isyan etmek asi olmak kaçınılmaz oluyor...
Kaan (Karagözlükız Forum): Bunun nedeni hayatın verdiği stres ve yorgunluk. Belki de bunu bilerek yapıyorlar. Bende çok takip ederim diğer siteleri de hep acı ve üzüntü adında imzalı avatarlar nedeni bu saydıklarım olsa gerek.
Sarımimoza (Karagözlükız Forum): Avatardaki resim ve imzadaki yazı yada resmin kişinin ruh halini yansıttığına inanıyorum.. Gençlik yorgun ve asi demişsiniz.. Şimdikiler her şeye sahip oldukları için tembellikten yorgunlar.. Asiler, çünkü ebeveynler onları öyle yetiştiriyor... “Biz büyüklerimizden baskı gördük, aman biz onlara yapmayalım” diye düşünüyor çoğu.. Okullarda disiplin yetersiz, büyüklerine saygı duymuyorlar.. Çalışmak zorunda değiller, nasılsa aileleri besliyor onları.. Durum bundan ibaret olunca ortaya asilik ve yorgunluk çıkıyor.. Onların ruh hali de avatar ve imzalarına yansıyor..
Yolcu (Sokak Lambası Forum): Gençlerimiz batıya özeniyor, bir bakın etrafınıza ben de dahil ama gerçek bu değil. Neden İslamiyete özenmiyoruz, dinimizi bilmiyoruz? Herkes diyor ki “Müslümanım” tamam Müslüman olabilirsin ama icraat yok. Eğer dinimizi bilinseydik belki daha farklı olurduk... Belki size çok kapalı kutuymuşum gibi gelebilir, eğer bana yobaz derlerse yobaz olmaya da razıyım ama yeter ki dinimizin güzelliklerini görüp öğrenin. “Biliyorum” demeyin.
Karagözlükız (Karagözlükız Forum): Tamamen insanın o anki ruh haline bağlı ve beğendiği resmi, yazıyı yazıyor. Ben, o an sevdiğim resmi eklerim, beğendiğim yazıyı yazarım ama bu benim o an acı çekiyorum, mutsuzum anlamına gelmez. Tabi öyle durgun, romantik hoş resimleri severim, son günlerde gül resimlerine büyük ilgi duyuyorum. Bu yüzden hiç avatarımı değişmedim çünkü çok seviyorum. Umarım kimse çalmaz:)
Lady35 (Sokak Lambası Forum): Hiç bir fikrim yok.. ben kendimi yorumlayayım, içimden geliyor öyle imza-avatar koymak.
Peri (Demet Tutkusu Forum): Öncelikle evet barbinin dedikleri doğru gibi geliyor. Evet gençler asi ve yorgun. Asilik derken; gençler büyüdüklerinin sembolleri olarak farklılıklarını dile getirmeye çalışıyor. Onun dışında belki duygularını dile getirmeye çalıştıkları için farklı şeyler uygulamaya çalışıyorlar bana göre...
Kedy (Demet Tutkusu Forum): Tabi, ben görüşlerimi yazarken kimlik arayışında olan yeni nesli kastetmedim. Çünkü bir çoğu daha sonra bu tercihinden vazgeçer.. Bir de sadece imaj olsun diye bu tarzı seçenler var ki, zaten konuşmak gereksiz ... Neticede bu yaşayarak, hissederek yapılan bir seçim.. yada bir nevi kişisel reklam, sırf dikkat çekmek için.
Söz konusu mesajlardan en önemlilerini seçtim ve sizlerin yorumuna sundum. Görüldüğü gibi mesaj bırakanlar arasında genel olarak aynı noktalarda birleşilmiş. Ana başlıklar altında toplamak yerine bana göre başlıkları özetleyen cümleleri bir daha aşağıya almakta fayda görüyorum.
a. Belki herkes doyma noktasına ulaştığı içindir.
b. Hayat gerçekten zor.
c. Sapla samanı birbirine karıştırıyorlar.
d. Pişmanlık, hatalar, iyiler ve kötülerle boğuşuyorlar.
e. Hayata gülümsemek gerekir ama çoğu gençler bunu yapmıyor.
f. Gençler istediklerini yapamadıkları için asi, yaptıramadıkları için yorgun.
g. Hiç kimsenin kimseye güveni ve saygısı kalmamış.
h. Toplumda beliren huzursuzluk, nefret ve acımasızlık tamamen şiddet olarak yansıyor.
ı. Farklı-aykırı olma isteği.
i. Gençlerin umutları yıllar geçtikçe karanlığa gömülüyor.
j. Hayatın verdiği stres ve yorgunluk.
k. Büyüdüklerinin sembolleri olarak farklılıklarını dile getirmeye çalışıyor.
Aslında bu tür yazılarda yazarın ayrıca yorum yapmasına gerek kalmıyor. Sizlerin de gördüğü gibi sorumuzu cevaplayan katılımcılar hem sorunu teşhis etmiş hem de çözüm yollarını isabetli şekilde belirtmiş.
Özetlemek gerekirse, yaşanan çağda hızlı bir değişim söz konusu, gençler bu değişime ayak uydurmakta zorlanıyor. Ülkemizdeki yaşam şartları kısıtlı, geleneksel ve dinsel kurallar bağlayıcı ve bütün bunlara karşın gençlerin çevresinde oluşturulmuş sanal bir dünya var. Örneğin, doğuda yaşayan ve okula gitmek için servis bulmakta bile zorlanan gençlerimize sunulan sanal hayatta sınırsız özgürlük var.
Gençler özellikle televizyonlarda kendisine gösterilen sanal dünyayı kendi imkansızlıkları içerisinde yaşamak arzusuyla içten içe kavruluyor ve ulaşamayınca da asabileşiyor, tepkili bir kişiliğe bürünüyor. Onları bu durumdan kurtarmak için ise topyekun bir hareket başlatmak gerekiyor. Öncelikle medyanın oluşturduğu sanal dünyanın yıkılması gerekiyor, insanlar gerçekleri görmeli ve onu yaşamalı. “Sanat yapılıyor” diyerek gençlerin damarlarına enjekte edilen isyan mikrobunun panzehrini bu tür çalışmaları daha sıkı denetleyerek devreye sokmak gerekir.
Özgürlük adı altında insanları kendi ruh dünyasına hapseden bütün eylem ve yayınlar yasaklanmalıdır. Bu arada Milli Eğitim sistemimizi yeniden ve cidden ele alıp kesin doğrular üzerine yapılandırmamız gerekiyor. Yani “iki kere ikinin dört” olduğu gerçeği gibi somut bilgiler dışındaki yorumlu bilgileri ergenlik çağındaki beyinlere vermeyelim.
Felsefenin ne olduğunu bilmeyen kişilerden izafiyet teorisini anlaması, kabul etmesi veya karşı görüşünü üretmesini beklemenin yanlış olduğunu çocukların bile bildiği bir çağda neden ısrar ettiğimizi anlayamıyorum. Okulda edindiği yarım bilgilerle “hayata hazırsın” diyerek mezun ettiğimiz çocuklarımızın gerçekleri görmesi için hayatının en verimli çağlarında, yani 18-30 yaşlarında medyada veya okulda edindiklerinin doğruluk ve yanlışlıklarını yeniden yorumlamakla geçirmesi büyük bir kayıptır.
GENÇLERİMİZ NEDEN ASİ VE YORGUN?
 
İnternet sitelerinde, özellikle forum türü sohbet ve tartışma sayfalarında kayıtlı üyelerin mesajlarına ve imzalarına baktığımda yorgun, bıkkın, asi bir gençlik tablosu görüyorum. Bu konuda daha önce de bir yazı yazmıştım. Hatta internet üzerinden “intihar ve intihara teşvik edenlere hayır” başlıklı bir yazı yayınlayarak konuyu gündeme getirme amaçlı kampanya başlatmıştım.
Bence bu konu oldukça hassas olduğundan daha detaylı inceleme yapmak üzere yeni bir çalışma başlattım. Yazarı olduğum internet sitelerindeki köşemden “Gençlerin imzaları ve avatar resimleri neden genel olarak asi ve yorgunlu izlenimi yansıtan cümle ve resimlerden oluşuyor? Yani gençlerimiz neden asi ve yorgun? Bu sorunun cevabı belki kendisini asi ve yorgun hisseden gençlere ışık olacaktır. Yorumlarınızı bekliyorum” diye bir soruyu tartışmaya açtım.
İstedim ki, gençlerimiz kendi durumunu kendileri incelesin, yorumlaması ve mevcut sorun konusunda hep birlikte çözüm arayışı başlatalım. Yaklaşık 20 gün süre ile gençlerin yorumlarını bekledim. Çok isabetli bir karar aldığımı ve güzel bir arayış başlattığımı da belirten katılımcı gençlerden konuya ışık tutacak çok güzel mesajlar aldım. Aslında uzun uzun yorum yapmaya bile gerek kalmayacak kadar açık ve içten mesaj aldığım için kendi görüşümden daha ziyade sözü ilgili gençlere bırakmakta fayda gördüm.
İşte önemli bulduğum bazı mesajlar:
Sevdalinka (Demet Tutkusu Forum): Belki herkes doyma noktasına ulaştığı içindir. Ailelerimiz ne istersek hemen yapıyor. Bir elimiz yağda diğer elimiz balda. Bu da hayatı rutinleştiriyor. Her gün aynı şeyleri yapıyoruz. Okul-ev-internet… Bu da kişiyi sıkıyor, bunalıma itiyor. Bu bunalım sonucunda belirttiğiniz durumlar ortaya çıkıyor.
Selcan (Kelimelerde Forum): Yaşlarımız genç olsa da hayattan (insanlardan) aldığımız darbelerden dolayı agresif olabiliyoruz.. Bir bakıma birikilmişliğin verdiği ve bir şey olsa gerek.. Bir de hayat gerçekten zor.. Bazı insanlar yaşamamışlıklarını ağır atlatabiliyor, bu yüzden de olabilir.. Doğal olarak da hareketlerine ve konuşmalarına yansıyor..
Gökhan (Kelimelerde Forum): Hayatı zor yapan düşünme tarzıdır, kolaylaştıransa yaşam tarzı. Asi olmak değil aslında bu tür işlevler, sadece aramak, aradığını bulduğunu sanmak ve her yanılgıda da bir daha yol almak. Genç olmak bu zaten. Hatalardan biraz olsun ders almak. Ben kendi adıma hepsine güveniyorum. Hayata bakış açıları şu an için anlamsız gibi görünse de, bir zamanlar biz de öyleydik ve hoş görerek bakabilmeyi onlardan daha iyi biliyoruz. Onlar yorgun değiller, sadece sapla samanı birbirine karıştırıyorlar.
Psycho (Kelimelerde forum): Doğar doğmaz içine düştüğümüz ortamda işsizlik, haksızlık, hırsızlık, kapkaç, katiller, abazalar, hortumcular ve her zaman kötü olan bir gidişat içindeki ülkede yaşayan gençleriz. Biz şarkılarında ağlayan insanları şarkıcı diye yutan, kendisini iki defa hem ekonomik darbelerle, hem siyasi hareketlerle bec..en siyasetçiler olmasın diye, "8 yıllık zorunlu eğitim" adını almış bir eğitim sistemimiz olmasın diye, 3 saat 15 dakikaya sığdırılmış bir profesyonel meslek seçimi şansımız olmasın diye, köşe yazılarında ya Amerikan yanlısı,ya PKK yanlısı, ya da mevcut hükümete yaltakçılık yapan yazarlar olmasın diye, ana haber bültenlerinde mankenlerin iç çamaşırlarının düştüğünü göstermesinler diye, diyalogları daha gelişmiş bir aile yapısı olan milletimiz olsun diye, nü resim çizen insanı kuytu bir sokakta kıt beyinliler bıçaklamasın diye, herkesten farklı düşündüğü için insanlar öldürülmesin diye TEPKİSİNİ AGRESİFLİKLE GÖSTEREN ve aykırı olmaya, farklı olmaya çalışan ve bunları yaparken de yılan, yorulan, bitkin düşen bunun üzerine bir de özel hayatımızdaki pişmanlık, hatalar, iyiler ve kötülerle boğuşurken aldığımız darbeleri de düşününce sanırım biz biraz asiyiz...
Roger (PortalTR Forum): Kendi şahsım için konuşuyorum; İmza ve avatarlarımda bir şeyi belirtmek için söz veya resim kullanma gibi bir huyum yoktur. Sevdiğim, hoşuma giden resim veya yazıları tercih ediyorum. Birilerini protesto etmek yada ruh halimi belirtmek için bu aracı kullanma gereği duymuyorum.
Serseri (Sokak Lambası Forum): Çok güzel bir soru valla. Ben de anlamıyorum gençlerimizin yani biz gençler simdi çok mutlu, neşeli olmamız gerekirken hep yorgun hep üzgün ama benim için geçerli değil bu.. Olanlara her zaman olumlu bakmak gerekir. Ne olursa olsun hayata gülümsemek gerekir ama çoğu gençler bunu yapmıyor. Hatta bazılarının bu durum hoşuna bile gidiyor. Bu soruya cevabı öyle düşünen gençlerin vermesi gerek bence..
A_Them_Nuri (Kelimelerde Forum): Gençler istediklerini yapamadıkları için asi, yaptıramadıkları için yorgun ... Bakınız: YÖK.
Elifley (Demet Tutkusu Forum): Sevdalinkanın dedikleri kısmen doğru olabilir. Bir de şimdi gençlerde öyle akıl almaz şeyler var ki, herkes zenginlik, para peşinde. Olan her şeyi yapıyor, olmayan ona bakıp özeniyor. Sonrada kolay yoldan para kazanmak için akıl almayacak işler yapıyor, hiç düşünmeden bir cana kıyıyor. Bilmiyorum bu durumlarda ailelerin de suçu var mı ama eski günler çok daha güzelmiş. Şimdiki devire bakarak şimdi herkeste öyle bir güvensizlik var ki birbirine karşı hiç kimsenin kimseye güveni ve saygısı kalmamış. Bizim devrimiz böyle ama bizden sonraki neslin ve bizim evlatlarımız ne şekilde olacak bunu çok merak ediyorum. Allah sonumuzu hayır etsin ve Rabbim bizlere dinini, imanını bilen, sevgisi-saygısı olan hayırlı evlatları yetiştirmeyi nasıp eder inşallah.
_Gece_ (Demet Tutkusu Forum): Rahat yaşayana rahatlık batar asi olur.. Hep eziyet çeken, cefa gören de durumuna isyan eder .. Resim, avatar, imza vs vs..
Fearles (Demet Tutkusu Forum): Arkadaşlar kim ne yaparsa kendine yapar. Bana, sana, ona yapmaz. Yani hayata hep iyi yönüyle bakmamız lazım, nasıl bakarsak öyle görürüz misali aklı mantığımızı çalıştıralım biraz.
Kedy (Demet Tutukusu Forum): Konu enteresan geldiği için naçizane görüşlerimi belirtmek istedim... Bana göre gençlik değil toplumun tamamını ele alsak daha iyi olur gibi geliyor.. Çünkü toplumda beliren huzursuzluk, nefret ve acımasızlık tamamen şiddet olarak yansıyor. Yaşayan herkes tarafından birbirimize .. sevdalinka arkadaşım kusura bakmasın, ben pek katılmıyorum görüşüne. Çünkü toplum olarak bırakın doyuma ulaşmayı bilakis tüm medeniyetler arasında halen üçüncü dünya ülkesi olarak sıfatlandırılıyoruz .. Bu da her alanda bir hayli eksiğimizin olduğunu gösterir .. Tabi bunların nedenleri var.. neden bir baba veya anne cinnet geçirip, eşini ve çocuklarını balta ile doğrar, yada ne bileyim neden lisede bıçaklama olayları olur.. neden bir polis beylik tabancası ile intihar eder?.. bunları çoğaltmamız o kadar kolay ki .. Bilinen ve halen geçerliliğini koruyan en büyük felsefe Michavelli st felsefedir, çünkü hiç yıpranmamıştır.. Medici ailesinin prensine hediye ettiği kitap acımasız ama bir o kadarda sistemli imha taktik kitabıdır aslında ve batı medeniyeti geçmişte yaşadığı birçok yenilginin öcünü bu felsefeyi ülkeler arası doktrin olarak inceleyerek ve uygulayarak almıştır .. Oysaki tüm dünyanın bildiği gibi medeniyet doğudan yükselmiştir... Biraz paranoyakça bir yaklaşımdan yola çıkarsak, ki aslında bugün dünyada olan bitenin ne olduğunun tam olarak bilinmediği düşünülürse benim paranoyaklığımın ne kadar yerli yada yersiz olduğu çıkar ortaya. Kitle savaşları iki türlüdür, sıcak ve soğuk savaş olarak.. Soğuk savaş denilen çeşidi ise sistemli, akılcı provokatör, sabırlı olmayı gerektirdiği gibi maddi açıdan da beraberinde bazı harcamaları getirir .. El altından yapılan veya yaptırılan tüm işlerin maddi yönü daha fazladır malum.. Şöyle bi inceleyelim .. Kültürel tabanı oluşmamış bir memlekette kaçakçılığı önlemek adına kapıları açma yetkisi veriyorsunuz!!! Bunun da ülke adına faydalı olduğunu ve kaçakçılığı bitirdiğinizi göğsünüzü gere gere söylüyorsunuz .. ve sonrasında hamburgerinden sigarasına tüm yabancı ürünler elini kolunu sallaya sallaya içeri girerken aslında siz download yaparken içeri Truva atı girmiş gibi oluyor.. Çünkü genç ve cahil nüfus bir hayli fazla ama ekonomisi hiç de düzgün olmayan bir ülkeye siz özendirici ve her insanın almak yada tüketmek istediği bu malzemeyi sokarak onları bir şekilde para bulup bu materyalleri tüketmeye zorluyorsunuz .. Genç düşünmez, düşünse de tecrübe eksiğinden dolayı sağlıklı düşünemez .. İster (ki bu da çok normaldir) birinin ayağında Levis kotu veya Conversi gördüğünde aynısını ister.. İşte böyle bir dönemden sonra asıl çığrından çıkma başladı. Kimse fark edemedi, çünkü sistemli bir fetih başlamıştı... Sigara kaçıramayan kaçakçı uyuşturucuya döndü.. İç pazarda tekstil yapan üretici kendi malını satamadığı için dışardan gelenin korsanını yaptı ve sokaklara döküldü.. Dış pazarın içeriye girerken beraberinde getirdiği etiketleri üstünde yazan fiyatlar iç pazar üreticisini de kendi malını aynı yada yakın fiyatlardan satmak zorunda bıraktı, çünkü pahallı olan kalitelidir. Diğeri yaramaz felsefesi yerleşmişti artık herkesin kafasına.. Tüketim delirmeye başladı, gelir tüketim ihtiyacının çok altında seyretti ve insanlar çığrından çıkmaya başladı .. Aile içi huzursuzluklar resmi görevlerde rüşvetler ve adam sendecilikler ve bunların yanında madde kullanımının orta okul seviyesine düşmesi. Aynı zamanda fuhuş sektörünün de (bu şekilde) bunu takip etmesi ve bu pazara düşme tehlikesiyle ve toplumun ilgisizliğiyle büyüyen bir yeni neslin filmler ve diğer alanlardaki yönlendirmeleriyle bu duruma düşmeleri kaçınılmaz oldu.. Cinnet her yerde, toplum rahatsız.. Bir zamanki “hasta adam” tabiri yeniden geçerlilik kazanmaya başladı (ki bu benim iyimser bakışım aslında hasta adam olduk.) Avatarlar ve imzalar sadece çok ama çok ufak bir yansıması bunun.. Anarşizmin yaratıldığı ve bunun marifetmiş gibi reklamının yapıldığı bir ülkede ancak ve ancak halkın iradesinin verdiği bir kurtuluş savaşı (silahlı değil) bazı şeyleri düzeltebilir.. “Harici bedhahları” söylemeye gerek yok.. dahilileri bulup yok etmek ve bunu yaparken de onlardan biri olmadan bu vatana olan borcumuzu ödemeye çalışmak sanırım bizi yeniden biz yapacaktır...
GR! (Demet Tutkusu Forum): Bence bu kadar abartmaya gerek yok ki, resme bakiyor, hoşuna gidiyorsa imza falan ediyor. Yarın başka bir resim bulsun onu imza ediyor.
Dediğim gibi bence bu kadar büyük bir sorun değil bu. Mesela ben hiç dikkat etmiyorum, resim hoş bir şey olsun yeter.
-BarBie_Girl- (Demet Tutkusu Forum): Evet gençlerimiz asi ve yorgun ama avatar ve imzalardaki yazı ve resimler ruh halimizi temsil etmiyor. Avatar ve imzalarda görsellik çok önemli tutuluyor. Görsel açıdan güzel olan bir resim ne anlattığına, ne ifade ettiğine bakılmaksızın hemen kullanılıyor. Mesela forumumuzda üyelere özel imza ve avatarlar yapıyoruz. Kişiden nasıl bir şey istediğini sorduğumuz zaman verilen cevap aynen şu: "Sen kafana göre takıl." Biz de kendi kafamıza takılıp bir şeyler yapıyoruz. Yaptığımız çalışma o kişinin ruh halini yansıtmasa bile o kişi onu kullanmaya devam ediyor. Diğer bir etken ise farklı-aykırı olma isteği. Kanlı, silahlı, hayattan bıkmış duygusu uyandıran imza ve avatarları kullanan kişiler "Ben farklıyım. Normal kişi değilim. Ben uç noktayım" hissi vermeye çalışıyor. Böylece üyeler içinde daha popüler olacağını, daha saygın olacağını hissediyor.
Asimelek (PortalTr Forum): Biri “Asi” mi dedi? Geçiyordum, benden bahsettiğinizi bilsem müdahale ederdim. Şaka bir yana, napalım hocam; bizi bu hayat yordu. Gençliğin kıymetini bilen yok. RoGeR amcama katılıyorum, hayatımın son 5 senesi 50 sene gibi geliyor.
guieT (Sokak Lambası Forum): Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki, belki de bizim payımıza yorgun düşmek ve asileşmek düşüyor... Mesela ben, önceki zamanlarda yaşamayı çok isterdim.. O zamanlar her şey daha doğaldı. Büyüklere daha çok saygı vardı ve genç kesim kendi başına hareket edemiyordu.. Belki de gündem.. şöyle ki; yaşadıklarımız Türkiye’nin, dünyanın şu hali bizleri yoruyor olamaz mı?? Özgürlük içerisinde yaşıyoruz ama özgür değiliz. Kimse özgür değil, her şeye bir etiket biçiliyor... Hayatta sadece özgürlüğün değil yaşamanın, hayata gelmiş olmanın, nefes alıyor olmanın bile bir bedeli var. Yani yaşadığın sürece de yaşamdan sonraki hayatında da hep bedel ödeyeceğiz ve bedel ödediğimiz, ödeyeceğimiz sürece de özgür olamayız, asilik de bundan kaynaklanıyor olmalı... Aydınlık Türkiye, aydınlık toplum, yaşam vs..vs.. bunun için uğraşılıyor ama aydınlık değil. Gençlerin umutları yıllar geçtikçe karanlığa gömülüyor. Bu yüzden de isyan etmek asi olmak kaçınılmaz oluyor...
Kaan (Karagözlükız Forum): Bunun nedeni hayatın verdiği stres ve yorgunluk. Belki de bunu bilerek yapıyorlar. Bende çok takip ederim diğer siteleri de hep acı ve üzüntü adında imzalı avatarlar nedeni bu saydıklarım olsa gerek.
Sarımimoza (Karagözlükız Forum): Avatardaki resim ve imzadaki yazı yada resmin kişinin ruh halini yansıttığına inanıyorum.. Gençlik yorgun ve asi demişsiniz.. Şimdikiler her şeye sahip oldukları için tembellikten yorgunlar.. Asiler, çünkü ebeveynler onları öyle yetiştiriyor... “Biz büyüklerimizden baskı gördük, aman biz onlara yapmayalım” diye düşünüyor çoğu.. Okullarda disiplin yetersiz, büyüklerine saygı duymuyorlar.. Çalışmak zorunda değiller, nasılsa aileleri besliyor onları.. Durum bundan ibaret olunca ortaya asilik ve yorgunluk çıkıyor.. Onların ruh hali de avatar ve imzalarına yansıyor..
Yolcu (Sokak Lambası Forum): Gençlerimiz batıya özeniyor, bir bakın etrafınıza ben de dahil ama gerçek bu değil. Neden İslamiyete özenmiyoruz, dinimizi bilmiyoruz? Herkes diyor ki “Müslümanım” tamam Müslüman olabilirsin ama icraat yok. Eğer dinimizi bilinseydik belki daha farklı olurduk... Belki size çok kapalı kutuymuşum gibi gelebilir, eğer bana yobaz derlerse yobaz olmaya da razıyım ama yeter ki dinimizin güzelliklerini görüp öğrenin. “Biliyorum” demeyin.
Karagözlükız (Karagözlükız Forum): Tamamen insanın o anki ruh haline bağlı ve beğendiği resmi, yazıyı yazıyor. Ben, o an sevdiğim resmi eklerim, beğendiğim yazıyı yazarım ama bu benim o an acı çekiyorum, mutsuzum anlamına gelmez. Tabi öyle durgun, romantik hoş resimleri severim, son günlerde gül resimlerine büyük ilgi duyuyorum. Bu yüzden hiç avatarımı değişmedim çünkü çok seviyorum. Umarım kimse çalmaz:)
Lady35 (Sokak Lambası Forum): Hiç bir fikrim yok.. ben kendimi yorumlayayım, içimden geliyor öyle imza-avatar koymak.
Peri (Demet Tutkusu Forum): Öncelikle evet barbinin dedikleri doğru gibi geliyor. Evet gençler asi ve yorgun. Asilik derken; gençler büyüdüklerinin sembolleri olarak farklılıklarını dile getirmeye çalışıyor. Onun dışında belki duygularını dile getirmeye çalıştıkları için farklı şeyler uygulamaya çalışıyorlar bana göre...
Kedy (Demet Tutkusu Forum): Tabi, ben görüşlerimi yazarken kimlik arayışında olan yeni nesli kastetmedim. Çünkü bir çoğu daha sonra bu tercihinden vazgeçer.. Bir de sadece imaj olsun diye bu tarzı seçenler var ki, zaten konuşmak gereksiz ... Neticede bu yaşayarak, hissederek yapılan bir seçim.. yada bir nevi kişisel reklam, sırf dikkat çekmek için.
Söz konusu mesajlardan en önemlilerini seçtim ve sizlerin yorumuna sundum. Görüldüğü gibi mesaj bırakanlar arasında genel olarak aynı noktalarda birleşilmiş. Ana başlıklar altında toplamak yerine bana göre başlıkları özetleyen cümleleri bir daha aşağıya almakta fayda görüyorum.
a. Belki herkes doyma noktasına ulaştığı içindir.
b. Hayat gerçekten zor.
c. Sapla samanı birbirine karıştırıyorlar.
d. Pişmanlık, hatalar, iyiler ve kötülerle boğuşuyorlar.
e. Hayata gülümsemek gerekir ama çoğu gençler bunu yapmıyor.
f. Gençler istediklerini yapamadıkları için asi, yaptıramadıkları için yorgun.
g. Hiç kimsenin kimseye güveni ve saygısı kalmamış.
h. Toplumda beliren huzursuzluk, nefret ve acımasızlık tamamen şiddet olarak yansıyor.
ı. Farklı-aykırı olma isteği.
i. Gençlerin umutları yıllar geçtikçe karanlığa gömülüyor.
j. Hayatın verdiği stres ve yorgunluk.
k. Büyüdüklerinin sembolleri olarak farklılıklarını dile getirmeye çalışıyor.
Aslında bu tür yazılarda yazarın ayrıca yorum yapmasına gerek kalmıyor. Sizlerin de gördüğü gibi sorumuzu cevaplayan katılımcılar hem sorunu teşhis etmiş hem de çözüm yollarını isabetli şekilde belirtmiş.
Özetlemek gerekirse, yaşanan çağda hızlı bir değişim söz konusu, gençler bu değişime ayak uydurmakta zorlanıyor. Ülkemizdeki yaşam şartları kısıtlı, geleneksel ve dinsel kurallar bağlayıcı ve bütün bunlara karşın gençlerin çevresinde oluşturulmuş sanal bir dünya var. Örneğin, doğuda yaşayan ve okula gitmek için servis bulmakta bile zorlanan gençlerimize sunulan sanal hayatta sınırsız özgürlük var.
Gençler özellikle televizyonlarda kendisine gösterilen sanal dünyayı kendi imkansızlıkları içerisinde yaşamak arzusuyla içten içe kavruluyor ve ulaşamayınca da asabileşiyor, tepkili bir kişiliğe bürünüyor. Onları bu durumdan kurtarmak için ise topyekun bir hareket başlatmak gerekiyor. Öncelikle medyanın oluşturduğu sanal dünyanın yıkılması gerekiyor, insanlar gerçekleri görmeli ve onu yaşamalı. “Sanat yapılıyor” diyerek gençlerin damarlarına enjekte edilen isyan mikrobunun panzehrini bu tür çalışmaları daha sıkı denetleyerek devreye sokmak gerekir.
Özgürlük adı altında insanları kendi ruh dünyasına hapseden bütün eylem ve yayınlar yasaklanmalıdır. Bu arada Milli Eğitim sistemimizi yeniden ve cidden ele alıp kesin doğrular üzerine yapılandırmamız gerekiyor. Yani “iki kere ikinin dört” olduğu gerçeği gibi somut bilgiler dışındaki yorumlu bilgileri ergenlik çağındaki beyinlere vermeyelim.
Felsefenin ne olduğunu bilmeyen kişilerden izafiyet teorisini anlaması, kabul etmesi veya karşı görüşünü üretmesini beklemenin yanlış olduğunu çocukların bile bildiği bir çağda neden ısrar ettiğimizi anlayamıyorum. Okulda edindiği yarım bilgilerle “hayata hazırsın” diyerek mezun ettiğimiz çocuklarımızın gerçekleri görmesi için hayatının en verimli çağlarında, yani 18-30 yaşlarında medyada veya okulda edindiklerinin doğruluk ve yanlışlıklarını yeniden yorumlamakla geçirmesi büyük bir kayıptır.
GENÇLERİMİZ NEDEN ASİ VE YORGUN?
 
İnternet sitelerinde, özellikle forum türü sohbet ve tartışma sayfalarında kayıtlı üyelerin mesajlarına ve imzalarına baktığımda yorgun, bıkkın, asi bir gençlik tablosu görüyorum. Bu konuda daha önce de bir yazı yazmıştım. Hatta internet üzerinden “intihar ve intihara teşvik edenlere hayır” başlıklı bir yazı yayınlayarak konuyu gündeme getirme amaçlı kampanya başlatmıştım.
Bence bu konu oldukça hassas olduğundan daha detaylı inceleme yapmak üzere yeni bir çalışma başlattım. Yazarı olduğum internet sitelerindeki köşemden “Gençlerin imzaları ve avatar resimleri neden genel olarak asi ve yorgunlu izlenimi yansıtan cümle ve resimlerden oluşuyor? Yani gençlerimiz neden asi ve yorgun? Bu sorunun cevabı belki kendisini asi ve yorgun hisseden gençlere ışık olacaktır. Yorumlarınızı bekliyorum” diye bir soruyu tartışmaya açtım.
İstedim ki, gençlerimiz kendi durumunu kendileri incelesin, yorumlaması ve mevcut sorun konusunda hep birlikte çözüm arayışı başlatalım. Yaklaşık 20 gün süre ile gençlerin yorumlarını bekledim. Çok isabetli bir karar aldığımı ve güzel bir arayış başlattığımı da belirten katılımcı gençlerden konuya ışık tutacak çok güzel mesajlar aldım. Aslında uzun uzun yorum yapmaya bile gerek kalmayacak kadar açık ve içten mesaj aldığım için kendi görüşümden daha ziyade sözü ilgili gençlere bırakmakta fayda gördüm.
İşte önemli bulduğum bazı mesajlar:
Sevdalinka (Demet Tutkusu Forum): Belki herkes doyma noktasına ulaştığı içindir. Ailelerimiz ne istersek hemen yapıyor. Bir elimiz yağda diğer elimiz balda. Bu da hayatı rutinleştiriyor. Her gün aynı şeyleri yapıyoruz. Okul-ev-internet… Bu da kişiyi sıkıyor, bunalıma itiyor. Bu bunalım sonucunda belirttiğiniz durumlar ortaya çıkıyor.
Selcan (Kelimelerde Forum): Yaşlarımız genç olsa da hayattan (insanlardan) aldığımız darbelerden dolayı agresif olabiliyoruz.. Bir bakıma birikilmişliğin verdiği ve bir şey olsa gerek.. Bir de hayat gerçekten zor.. Bazı insanlar yaşamamışlıklarını ağır atlatabiliyor, bu yüzden de olabilir.. Doğal olarak da hareketlerine ve konuşmalarına yansıyor..
Gökhan (Kelimelerde Forum): Hayatı zor yapan düşünme tarzıdır, kolaylaştıransa yaşam tarzı. Asi olmak değil aslında bu tür işlevler, sadece aramak, aradığını bulduğunu sanmak ve her yanılgıda da bir daha yol almak. Genç olmak bu zaten. Hatalardan biraz olsun ders almak. Ben kendi adıma hepsine güveniyorum. Hayata bakış açıları şu an için anlamsız gibi görünse de, bir zamanlar biz de öyleydik ve hoş görerek bakabilmeyi onlardan daha iyi biliyoruz. Onlar yorgun değiller, sadece sapla samanı birbirine karıştırıyorlar.
Psycho (Kelimelerde forum): Doğar doğmaz içine düştüğümüz ortamda işsizlik, haksızlık, hırsızlık, kapkaç, katiller, abazalar, hortumcular ve her zaman kötü olan bir gidişat içindeki ülkede yaşayan gençleriz. Biz şarkılarında ağlayan insanları şarkıcı diye yutan, kendisini iki defa hem ekonomik darbelerle, hem siyasi hareketlerle bec..en siyasetçiler olmasın diye, "8 yıllık zorunlu eğitim" adını almış bir eğitim sistemimiz olmasın diye, 3 saat 15 dakikaya sığdırılmış bir profesyonel meslek seçimi şansımız olmasın diye, köşe yazılarında ya Amerikan yanlısı,ya PKK yanlısı, ya da mevcut hükümete yaltakçılık yapan yazarlar olmasın diye, ana haber bültenlerinde mankenlerin iç çamaşırlarının düştüğünü göstermesinler diye, diyalogları daha gelişmiş bir aile yapısı olan milletimiz olsun diye, nü resim çizen insanı kuytu bir sokakta kıt beyinliler bıçaklamasın diye, herkesten farklı düşündüğü için insanlar öldürülmesin diye TEPKİSİNİ AGRESİFLİKLE GÖSTEREN ve aykırı olmaya, farklı olmaya çalışan ve bunları yaparken de yılan, yorulan, bitkin düşen bunun üzerine bir de özel hayatımızdaki pişmanlık, hatalar, iyiler ve kötülerle boğuşurken aldığımız darbeleri de düşününce sanırım biz biraz asiyiz...
Roger (PortalTR Forum): Kendi şahsım için konuşuyorum; İmza ve avatarlarımda bir şeyi belirtmek için söz veya resim kullanma gibi bir huyum yoktur. Sevdiğim, hoşuma giden resim veya yazıları tercih ediyorum. Birilerini protesto etmek yada ruh halimi belirtmek için bu aracı kullanma gereği duymuyorum.
Serseri (Sokak Lambası Forum): Çok güzel bir soru valla. Ben de anlamıyorum gençlerimizin yani biz gençler simdi çok mutlu, neşeli olmamız gerekirken hep yorgun hep üzgün ama benim için geçerli değil bu.. Olanlara her zaman olumlu bakmak gerekir. Ne olursa olsun hayata gülümsemek gerekir ama çoğu gençler bunu yapmıyor. Hatta bazılarının bu durum hoşuna bile gidiyor. Bu soruya cevabı öyle düşünen gençlerin vermesi gerek bence..
A_Them_Nuri (Kelimelerde Forum): Gençler istediklerini yapamadıkları için asi, yaptıramadıkları için yorgun ... Bakınız: YÖK.
Elifley (Demet Tutkusu Forum): Sevdalinkanın dedikleri kısmen doğru olabilir. Bir de şimdi gençlerde öyle akıl almaz şeyler var ki, herkes zenginlik, para peşinde. Olan her şeyi yapıyor, olmayan ona bakıp özeniyor. Sonrada kolay yoldan para kazanmak için akıl almayacak işler yapıyor, hiç düşünmeden bir cana kıyıyor. Bilmiyorum bu durumlarda ailelerin de suçu var mı ama eski günler çok daha güzelmiş. Şimdiki devire bakarak şimdi herkeste öyle bir güvensizlik var ki birbirine karşı hiç kimsenin kimseye güveni ve saygısı kalmamış. Bizim devrimiz böyle ama bizden sonraki neslin ve bizim evlatlarımız ne şekilde olacak bunu çok merak ediyorum. Allah sonumuzu hayır etsin ve Rabbim bizlere dinini, imanını bilen, sevgisi-saygısı olan hayırlı evlatları yetiştirmeyi nasıp eder inşallah.
_Gece_ (Demet Tutkusu Forum): Rahat yaşayana rahatlık batar asi olur.. Hep eziyet çeken, cefa gören de durumuna isyan eder .. Resim, avatar, imza vs vs..
Fearles (Demet Tutkusu Forum): Arkadaşlar kim ne yaparsa kendine yapar. Bana, sana, ona yapmaz. Yani hayata hep iyi yönüyle bakmamız lazım, nasıl bakarsak öyle görürüz misali aklı mantığımızı çalıştıralım biraz.
Kedy (Demet Tutukusu Forum): Konu enteresan geldiği için naçizane görüşlerimi belirtmek istedim... Bana göre gençlik değil toplumun tamamını ele alsak daha iyi olur gibi geliyor.. Çünkü toplumda beliren huzursuzluk, nefret ve acımasızlık tamamen şiddet olarak yansıyor. Yaşayan herkes tarafından birbirimize .. sevdalinka arkadaşım kusura bakmasın, ben pek katılmıyorum görüşüne. Çünkü toplum olarak bırakın doyuma ulaşmayı bilakis tüm medeniyetler arasında halen üçüncü dünya ülkesi olarak sıfatlandırılıyoruz .. Bu da her alanda bir hayli eksiğimizin olduğunu gösterir .. Tabi bunların nedenleri var.. neden bir baba veya anne cinnet geçirip, eşini ve çocuklarını balta ile doğrar, yada ne bileyim neden lisede bıçaklama olayları olur.. neden bir polis beylik tabancası ile intihar eder?.. bunları çoğaltmamız o kadar kolay ki .. Bilinen ve halen geçerliliğini koruyan en büyük felsefe Michavelli st felsefedir, çünkü hiç yıpranmamıştır.. Medici ailesinin prensine hediye ettiği kitap acımasız ama bir o kadarda sistemli imha taktik kitabıdır aslında ve batı medeniyeti geçmişte yaşadığı birçok yenilginin öcünü bu felsefeyi ülkeler arası doktrin olarak inceleyerek ve uygulayarak almıştır .. Oysaki tüm dünyanın bildiği gibi medeniyet doğudan yükselmiştir... Biraz paranoyakça bir yaklaşımdan yola çıkarsak, ki aslında bugün dünyada olan bitenin ne olduğunun tam olarak bilinmediği düşünülürse benim paranoyaklığımın ne kadar yerli yada yersiz olduğu çıkar ortaya. Kitle savaşları iki türlüdür, sıcak ve soğuk savaş olarak.. Soğuk savaş denilen çeşidi ise sistemli, akılcı provokatör, sabırlı olmayı gerektirdiği gibi maddi açıdan da beraberinde bazı harcamaları getirir .. El altından yapılan veya yaptırılan tüm işlerin maddi yönü daha fazladır malum.. Şöyle bi inceleyelim .. Kültürel tabanı oluşmamış bir memlekette kaçakçılığı önlemek adına kapıları açma yetkisi veriyorsunuz!!! Bunun da ülke adına faydalı olduğunu ve kaçakçılığı bitirdiğinizi göğsünüzü gere gere söylüyorsunuz .. ve sonrasında hamburgerinden sigarasına tüm yabancı ürünler elini kolunu sallaya sallaya içeri girerken aslında siz download yaparken içeri Truva atı girmiş gibi oluyor.. Çünkü genç ve cahil nüfus bir hayli fazla ama ekonomisi hiç de düzgün olmayan bir ülkeye siz özendirici ve her insanın almak yada tüketmek istediği bu malzemeyi sokarak onları bir şekilde para bulup bu materyalleri tüketmeye zorluyorsunuz .. Genç düşünmez, düşünse de tecrübe eksiğinden dolayı sağlıklı düşünemez .. İster (ki bu da çok normaldir) birinin ayağında Levis kotu veya Conversi gördüğünde aynısını ister.. İşte böyle bir dönemden sonra asıl çığrından çıkma başladı. Kimse fark edemedi, çünkü sistemli bir fetih başlamıştı... Sigara kaçıramayan kaçakçı uyuşturucuya döndü.. İç pazarda tekstil yapan üretici kendi malını satamadığı için dışardan gelenin korsanını yaptı ve sokaklara döküldü.. Dış pazarın içeriye girerken beraberinde getirdiği etiketleri üstünde yazan fiyatlar iç pazar üreticisini de kendi malını aynı yada yakın fiyatlardan satmak zorunda bıraktı, çünkü pahallı olan kalitelidir. Diğeri yaramaz felsefesi yerleşmişti artık herkesin kafasına.. Tüketim delirmeye başladı, gelir tüketim ihtiyacının çok altında seyretti ve insanlar çığrından çıkmaya başladı .. Aile içi huzursuzluklar resmi görevlerde rüşvetler ve adam sendecilikler ve bunların yanında madde kullanımının orta okul seviyesine düşmesi. Aynı zamanda fuhuş sektörünün de (bu şekilde) bunu takip etmesi ve bu pazara düşme tehlikesiyle ve toplumun ilgisizliğiyle büyüyen bir yeni neslin filmler ve diğer alanlardaki yönlendirmeleriyle bu duruma düşmeleri kaçınılmaz oldu.. Cinnet her yerde, toplum rahatsız.. Bir zamanki “hasta adam” tabiri yeniden geçerlilik kazanmaya başladı (ki bu benim iyimser bakışım aslında hasta adam olduk.) Avatarlar ve imzalar sadece çok ama çok ufak bir yansıması bunun.. Anarşizmin yaratıldığı ve bunun marifetmiş gibi reklamının yapıldığı bir ülkede ancak ve ancak halkın iradesinin verdiği bir kurtuluş savaşı (silahlı değil) bazı şeyleri düzeltebilir.. “Harici bedhahları” söylemeye gerek yok.. dahilileri bulup yok etmek ve bunu yaparken de onlardan biri olmadan bu vatana olan borcumuzu ödemeye çalışmak sanırım bizi yeniden biz yapacaktır...
GR! (Demet Tutkusu Forum): Bence bu kadar abartmaya gerek yok ki, resme bakiyor, hoşuna gidiyorsa imza falan ediyor. Yarın başka bir resim bulsun onu imza ediyor.
Dediğim gibi bence bu kadar büyük bir sorun değil bu. Mesela ben hiç dikkat etmiyorum, resim hoş bir şey olsun yeter.
-BarBie_Girl- (Demet Tutkusu Forum): Evet gençlerimiz asi ve yorgun ama avatar ve imzalardaki yazı ve resimler ruh halimizi temsil etmiyor. Avatar ve imzalarda görsellik çok önemli tutuluyor. Görsel açıdan güzel olan bir resim ne anlattığına, ne ifade ettiğine bakılmaksızın hemen kullanılıyor. Mesela forumumuzda üyelere özel imza ve avatarlar yapıyoruz. Kişiden nasıl bir şey istediğini sorduğumuz zaman verilen cevap aynen şu: "Sen kafana göre takıl." Biz de kendi kafamıza takılıp bir şeyler yapıyoruz. Yaptığımız çalışma o kişinin ruh halini yansıtmasa bile o kişi onu kullanmaya devam ediyor. Diğer bir etken ise farklı-aykırı olma isteği. Kanlı, silahlı, hayattan bıkmış duygusu uyandıran imza ve avatarları kullanan kişiler "Ben farklıyım. Normal kişi değilim. Ben uç noktayım" hissi vermeye çalışıyor. Böylece üyeler içinde daha popüler olacağını, daha saygın olacağını hissediyor.
Asimelek (PortalTr Forum): Biri “Asi” mi dedi? Geçiyordum, benden bahsettiğinizi bilsem müdahale ederdim. Şaka bir yana, napalım hocam; bizi bu hayat yordu. Gençliğin kıymetini bilen yok. RoGeR amcama katılıyorum, hayatımın son 5 senesi 50 sene gibi geliyor.
guieT (Sokak Lambası Forum): Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki, belki de bizim payımıza yorgun düşmek ve asileşmek düşüyor... Mesela ben, önceki zamanlarda yaşamayı çok isterdim.. O zamanlar her şey daha doğaldı. Büyüklere daha çok saygı vardı ve genç kesim kendi başına hareket edemiyordu.. Belki de gündem.. şöyle ki; yaşadıklarımız Türkiye’nin, dünyanın şu hali bizleri yoruyor olamaz mı?? Özgürlük içerisinde yaşıyoruz ama özgür değiliz. Kimse özgür değil, her şeye bir etiket biçiliyor... Hayatta sadece özgürlüğün değil yaşamanın, hayata gelmiş olmanın, nefes alıyor olmanın bile bir bedeli var. Yani yaşadığın sürece de yaşamdan sonraki hayatında da hep bedel ödeyeceğiz ve bedel ödediğimiz, ödeyeceğimiz sürece de özgür olamayız, asilik de bundan kaynaklanıyor olmalı... Aydınlık Türkiye, aydınlık toplum, yaşam vs..vs.. bunun için uğraşılıyor ama aydınlık değil. Gençlerin umutları yıllar geçtikçe karanlığa gömülüyor. Bu yüzden de isyan etmek asi olmak kaçınılmaz oluyor...
Kaan (Karagözlükız Forum): Bunun nedeni hayatın verdiği stres ve yorgunluk. Belki de bunu bilerek yapıyorlar. Bende çok takip ederim diğer siteleri de hep acı ve üzüntü adında imzalı avatarlar nedeni bu saydıklarım olsa gerek.
Sarımimoza (Karagözlükız Forum): Avatardaki resim ve imzadaki yazı yada resmin kişinin ruh halini yansıttığına inanıyorum.. Gençlik yorgun ve asi demişsiniz.. Şimdikiler her şeye sahip oldukları için tembellikten yorgunlar.. Asiler, çünkü ebeveynler onları öyle yetiştiriyor... “Biz büyüklerimizden baskı gördük, aman biz onlara yapmayalım” diye düşünüyor çoğu.. Okullarda disiplin yetersiz, büyüklerine saygı duymuyorlar.. Çalışmak zorunda değiller, nasılsa aileleri besliyor onları.. Durum bundan ibaret olunca ortaya asilik ve yorgunluk çıkıyor.. Onların ruh hali de avatar ve imzalarına yansıyor..
Yolcu (Sokak Lambası Forum): Gençlerimiz batıya özeniyor, bir bakın etrafınıza ben de dahil ama gerçek bu değil. Neden İslamiyete özenmiyoruz, dinimizi bilmiyoruz? Herkes diyor ki “Müslümanım” tamam Müslüman olabilirsin ama icraat yok. Eğer dinimizi bilinseydik belki daha farklı olurduk... Belki size çok kapalı kutuymuşum gibi gelebilir, eğer bana yobaz derlerse yobaz olmaya da razıyım ama yeter ki dinimizin güzelliklerini görüp öğrenin. “Biliyorum” demeyin.
Karagözlükız (Karagözlükız Forum): Tamamen insanın o anki ruh haline bağlı ve beğendiği resmi, yazıyı yazıyor. Ben, o an sevdiğim resmi eklerim, beğendiğim yazıyı yazarım ama bu benim o an acı çekiyorum, mutsuzum anlamına gelmez. Tabi öyle durgun, romantik hoş resimleri severim, son günlerde gül resimlerine büyük ilgi duyuyorum. Bu yüzden hiç avatarımı değişmedim çünkü çok seviyorum. Umarım kimse çalmaz:)
Lady35 (Sokak Lambası Forum): Hiç bir fikrim yok.. ben kendimi yorumlayayım, içimden geliyor öyle imza-avatar koymak.
Peri (Demet Tutkusu Forum): Öncelikle evet barbinin dedikleri doğru gibi geliyor. Evet gençler asi ve yorgun. Asilik derken; gençler büyüdüklerinin sembolleri olarak farklılıklarını dile getirmeye çalışıyor. Onun dışında belki duygularını dile getirmeye çalıştıkları için farklı şeyler uygulamaya çalışıyorlar bana göre...
Kedy (Demet Tutkusu Forum): Tabi, ben görüşlerimi yazarken kimlik arayışında olan yeni nesli kastetmedim. Çünkü bir çoğu daha sonra bu tercihinden vazgeçer.. Bir de sadece imaj olsun diye bu tarzı seçenler var ki, zaten konuşmak gereksiz ... Neticede bu yaşayarak, hissederek yapılan bir seçim.. yada bir nevi kişisel reklam, sırf dikkat çekmek için.
Söz konusu mesajlardan en önemlilerini seçtim ve sizlerin yorumuna sundum. Görüldüğü gibi mesaj bırakanlar arasında genel olarak aynı noktalarda birleşilmiş. Ana başlıklar altında toplamak yerine bana göre başlıkları özetleyen cümleleri bir daha aşağıya almakta fayda görüyorum.
a. Belki herkes doyma noktasına ulaştığı içindir.
b. Hayat gerçekten zor.
c. Sapla samanı birbirine karıştırıyorlar.
d. Pişmanlık, hatalar, iyiler ve kötülerle boğuşuyorlar.
e. Hayata gülümsemek gerekir ama çoğu gençler bunu yapmıyor.
f. Gençler istediklerini yapamadıkları için asi, yaptıramadıkları için yorgun.
g. Hiç kimsenin kimseye güveni ve saygısı kalmamış.
h. Toplumda beliren huzursuzluk, nefret ve acımasızlık tamamen şiddet olarak yansıyor.
ı. Farklı-aykırı olma isteği.
i. Gençlerin umutları yıllar geçtikçe karanlığa gömülüyor.
j. Hayatın verdiği stres ve yorgunluk.
k. Büyüdüklerinin sembolleri olarak farklılıklarını dile getirmeye çalışıyor.
Aslında bu tür yazılarda yazarın ayrıca yorum yapmasına gerek kalmıyor. Sizlerin de gördüğü gibi sorumuzu cevaplayan katılımcılar hem sorunu teşhis etmiş hem de çözüm yollarını isabetli şekilde belirtmiş.
Özetlemek gerekirse, yaşanan çağda hızlı bir değişim söz konusu, gençler bu değişime ayak uydurmakta zorlanıyor. Ülkemizdeki yaşam şartları kısıtlı, geleneksel ve dinsel kurallar bağlayıcı ve bütün bunlara karşın gençlerin çevresinde oluşturulmuş sanal bir dünya var. Örneğin, doğuda yaşayan ve okula gitmek için servis bulmakta bile zorlanan gençlerimize sunulan sanal hayatta sınırsız özgürlük var.
Gençler özellikle televizyonlarda kendisine gösterilen sanal dünyayı kendi imkansızlıkları içerisinde yaşamak arzusuyla içten içe kavruluyor ve ulaşamayınca da asabileşiyor, tepkili bir kişiliğe bürünüyor. Onları bu durumdan kurtarmak için ise topyekun bir hareket başlatmak gerekiyor. Öncelikle medyanın oluşturduğu sanal dünyanın yıkılması gerekiyor, insanlar gerçekleri görmeli ve onu yaşamalı. “Sanat yapılıyor” diyerek gençlerin damarlarına enjekte edilen isyan mikrobunun panzehrini bu tür çalışmaları daha sıkı denetleyerek devreye sokmak gerekir.
Özgürlük adı altında insanları kendi ruh dünyasına hapseden bütün eylem ve yayınlar yasaklanmalıdır. Bu arada Milli Eğitim sistemimizi yeniden ve cidden ele alıp kesin doğrular üzerine yapılandırmamız gerekiyor. Yani “iki kere ikinin dört” olduğu gerçeği gibi somut bilgiler dışındaki yorumlu bilgileri ergenlik çağındaki beyinlere vermeyelim.
Felsefenin ne olduğunu bilmeyen kişilerden izafiyet teorisini anlaması, kabul etmesi veya karşı görüşünü üretmesini beklemenin yanlış olduğunu çocukların bile bildiği bir çağda neden ısrar ettiğimizi anlayamıyorum. Okulda edindiği yarım bilgilerle “hayata hazırsın” diyerek mezun ettiğimiz çocuklarımızın gerçekleri görmesi için hayatının en verimli çağlarında, yani 18-30 yaşlarında medyada veya okulda edindiklerinin doğruluk ve yanlışlıklarını yeniden yorumlamakla geçirmesi büyük bir kayıptır.
GENÇLERİMİZ NEDEN ASİ VE YORGUN?
 
İnternet sitelerinde, özellikle forum türü sohbet ve tartışma sayfalarında kayıtlı üyelerin mesajlarına ve imzalarına baktığımda yorgun, bıkkın, asi bir gençlik tablosu görüyorum. Bu konuda daha önce de bir yazı yazmıştım. Hatta internet üzerinden “intihar ve intihara teşvik edenlere hayır” başlıklı bir yazı yayınlayarak konuyu gündeme getirme amaçlı kampanya başlatmıştım.
Bence bu konu oldukça hassas olduğundan daha detaylı inceleme yapmak üzere yeni bir çalışma başlattım. Yazarı olduğum internet sitelerindeki köşemden “Gençlerin imzaları ve avatar resimleri neden genel olarak asi ve yorgunlu izlenimi yansıtan cümle ve resimlerden oluşuyor? Yani gençlerimiz neden asi ve yorgun? Bu sorunun cevabı belki kendisini asi ve yorgun hisseden gençlere ışık olacaktır. Yorumlarınızı bekliyorum” diye bir soruyu tartışmaya açtım.
İstedim ki, gençlerimiz kendi durumunu kendileri incelesin, yorumlaması ve mevcut sorun konusunda hep birlikte çözüm arayışı başlatalım. Yaklaşık 20 gün süre ile gençlerin yorumlarını bekledim. Çok isabetli bir karar aldığımı ve güzel bir arayış başlattığımı da belirten katılımcı gençlerden konuya ışık tutacak çok güzel mesajlar aldım. Aslında uzun uzun yorum yapmaya bile gerek kalmayacak kadar açık ve içten mesaj aldığım için kendi görüşümden daha ziyade sözü ilgili gençlere bırakmakta fayda gördüm.
İşte önemli bulduğum bazı mesajlar:
Sevdalinka (Demet Tutkusu Forum): Belki herkes doyma noktasına ulaştığı içindir. Ailelerimiz ne istersek hemen yapıyor. Bir elimiz yağda diğer elimiz balda. Bu da hayatı rutinleştiriyor. Her gün aynı şeyleri yapıyoruz. Okul-ev-internet… Bu da kişiyi sıkıyor, bunalıma itiyor. Bu bunalım sonucunda belirttiğiniz durumlar ortaya çıkıyor.
Selcan (Kelimelerde Forum): Yaşlarımız genç olsa da hayattan (insanlardan) aldığımız darbelerden dolayı agresif olabiliyoruz.. Bir bakıma birikilmişliğin verdiği ve bir şey olsa gerek.. Bir de hayat gerçekten zor.. Bazı insanlar yaşamamışlıklarını ağır atlatabiliyor, bu yüzden de olabilir.. Doğal olarak da hareketlerine ve konuşmalarına yansıyor..
Gökhan (Kelimelerde Forum): Hayatı zor yapan düşünme tarzıdır, kolaylaştıransa yaşam tarzı. Asi olmak değil aslında bu tür işlevler, sadece aramak, aradığını bulduğunu sanmak ve her yanılgıda da bir daha yol almak. Genç olmak bu zaten. Hatalardan biraz olsun ders almak. Ben kendi adıma hepsine güveniyorum. Hayata bakış açıları şu an için anlamsız gibi görünse de, bir zamanlar biz de öyleydik ve hoş görerek bakabilmeyi onlardan daha iyi biliyoruz. Onlar yorgun değiller, sadece sapla samanı birbirine karıştırıyorlar.
Psycho (Kelimelerde forum): Doğar doğmaz içine düştüğümüz ortamda işsizlik, haksızlık, hırsızlık, kapkaç, katiller, abazalar, hortumcular ve her zaman kötü olan bir gidişat içindeki ülkede yaşayan gençleriz. Biz şarkılarında ağlayan insanları şarkıcı diye yutan, kendisini iki defa hem ekonomik darbelerle, hem siyasi hareketlerle bec..en siyasetçiler olmasın diye, "8 yıllık zorunlu eğitim" adını almış bir eğitim sistemimiz olmasın diye, 3 saat 15 dakikaya sığdırılmış bir profesyonel meslek seçimi şansımız olmasın diye, köşe yazılarında ya Amerikan yanlısı,ya PKK yanlısı, ya da mevcut hükümete yaltakçılık yapan yazarlar olmasın diye, ana haber bültenlerinde mankenlerin iç çamaşırlarının düştüğünü göstermesinler diye, diyalogları daha gelişmiş bir aile yapısı olan milletimiz olsun diye, nü resim çizen insanı kuytu bir sokakta kıt beyinliler bıçaklamasın diye, herkesten farklı düşündüğü için insanlar öldürülmesin diye TEPKİSİNİ AGRESİFLİKLE GÖSTEREN ve aykırı olmaya, farklı olmaya çalışan ve bunları yaparken de yılan, yorulan, bitkin düşen bunun üzerine bir de özel hayatımızdaki pişmanlık, hatalar, iyiler ve kötülerle boğuşurken aldığımız darbeleri de düşününce sanırım biz biraz asiyiz...
Roger (PortalTR Forum): Kendi şahsım için konuşuyorum; İmza ve avatarlarımda bir şeyi belirtmek için söz veya resim kullanma gibi bir huyum yoktur. Sevdiğim, hoşuma giden resim veya yazıları tercih ediyorum. Birilerini protesto etmek yada ruh halimi belirtmek için bu aracı kullanma gereği duymuyorum.
Serseri (Sokak Lambası Forum): Çok güzel bir soru valla. Ben de anlamıyorum gençlerimizin yani biz gençler simdi çok mutlu, neşeli olmamız gerekirken hep yorgun hep üzgün ama benim için geçerli değil bu.. Olanlara her zaman olumlu bakmak gerekir. Ne olursa olsun hayata gülümsemek gerekir ama çoğu gençler bunu yapmıyor. Hatta bazılarının bu durum hoşuna bile gidiyor. Bu soruya cevabı öyle düşünen gençlerin vermesi gerek bence..
A_Them_Nuri (Kelimelerde Forum): Gençler istediklerini yapamadıkları için asi, yaptıramadıkları için yorgun ... Bakınız: YÖK.
Elifley (Demet Tutkusu Forum): Sevdalinkanın dedikleri kısmen doğru olabilir. Bir de şimdi gençlerde öyle akıl almaz şeyler var ki, herkes zenginlik, para peşinde. Olan her şeyi yapıyor, olmayan ona bakıp özeniyor. Sonrada kolay yoldan para kazanmak için akıl almayacak işler yapıyor, hiç düşünmeden bir cana kıyıyor. Bilmiyorum bu durumlarda ailelerin de suçu var mı ama eski günler çok daha güzelmiş. Şimdiki devire bakarak şimdi herkeste öyle bir güvensizlik var ki birbirine karşı hiç kimsenin kimseye güveni ve saygısı kalmamış. Bizim devrimiz böyle ama bizden sonraki neslin ve bizim evlatlarımız ne şekilde olacak bunu çok merak ediyorum. Allah sonumuzu hayır etsin ve Rabbim bizlere dinini, imanını bilen, sevgisi-saygısı olan hayırlı evlatları yetiştirmeyi nasıp eder inşallah.
_Gece_ (Demet Tutkusu Forum): Rahat yaşayana rahatlık batar asi olur.. Hep eziyet çeken, cefa gören de durumuna isyan eder .. Resim, avatar, imza vs vs..
Fearles (Demet Tutkusu Forum): Arkadaşlar kim ne yaparsa kendine yapar. Bana, sana, ona yapmaz. Yani hayata hep iyi yönüyle bakmamız lazım, nasıl bakarsak öyle görürüz misali aklı mantığımızı çalıştıralım biraz.
Kedy (Demet Tutukusu Forum): Konu enteresan geldiği için naçizane görüşlerimi belirtmek istedim... Bana göre gençlik değil toplumun tamamını ele alsak daha iyi olur gibi geliyor.. Çünkü toplumda beliren huzursuzluk, nefret ve acımasızlık tamamen şiddet olarak yansıyor. Yaşayan herkes tarafından birbirimize .. sevdalinka arkadaşım kusura bakmasın, ben pek katılmıyorum görüşüne. Çünkü toplum olarak bırakın doyuma ulaşmayı bilakis tüm medeniyetler arasında halen üçüncü dünya ülkesi olarak sıfatlandırılıyoruz .. Bu da her alanda bir hayli eksiğimizin olduğunu gösterir .. Tabi bunların nedenleri var.. neden bir baba veya anne cinnet geçirip, eşini ve çocuklarını balta ile doğrar, yada ne bileyim neden lisede bıçaklama olayları olur.. neden bir polis beylik tabancası ile intihar eder?.. bunları çoğaltmamız o kadar kolay ki .. Bilinen ve halen geçerliliğini koruyan en büyük felsefe Michavelli st felsefedir, çünkü hiç yıpranmamıştır.. Medici ailesinin prensine hediye ettiği kitap acımasız ama bir o kadarda sistemli imha taktik kitabıdır aslında ve batı medeniyeti geçmişte yaşadığı birçok yenilginin öcünü bu felsefeyi ülkeler arası doktrin olarak inceleyerek ve uygulayarak almıştır .. Oysaki tüm dünyanın bildiği gibi medeniyet doğudan yükselmiştir... Biraz paranoyakça bir yaklaşımdan yola çıkarsak, ki aslında bugün dünyada olan bitenin ne olduğunun tam olarak bilinmediği düşünülürse benim paranoyaklığımın ne kadar yerli yada yersiz olduğu çıkar ortaya. Kitle savaşları iki türlüdür, sıcak ve soğuk savaş olarak.. Soğuk savaş denilen çeşidi ise sistemli, akılcı provokatör, sabırlı olmayı gerektirdiği gibi maddi açıdan da beraberinde bazı harcamaları getirir .. El altından yapılan veya yaptırılan tüm işlerin maddi yönü daha fazladır malum.. Şöyle bi inceleyelim .. Kültürel tabanı oluşmamış bir memlekette kaçakçılığı önlemek adına kapıları açma yetkisi veriyorsunuz!!! Bunun da ülke adına faydalı olduğunu ve kaçakçılığı bitirdiğinizi göğsünüzü gere gere söylüyorsunuz .. ve sonrasında hamburgerinden sigarasına tüm yabancı ürünler elini kolunu sallaya sallaya içeri girerken aslında siz download yaparken içeri Truva atı girmiş gibi oluyor.. Çünkü genç ve cahil nüfus bir hayli fazla ama ekonomisi hiç de düzgün olmayan bir ülkeye siz özendirici ve her insanın almak yada tüketmek istediği bu malzemeyi sokarak onları bir şekilde para bulup bu materyalleri tüketmeye zorluyorsunuz .. Genç düşünmez, düşünse de tecrübe eksiğinden dolayı sağlıklı düşünemez .. İster (ki bu da çok normaldir) birinin ayağında Levis kotu veya Conversi gördüğünde aynısını ister.. İşte böyle bir dönemden sonra asıl çığrından çıkma başladı. Kimse fark edemedi, çünkü sistemli bir fetih başlamıştı... Sigara kaçıramayan kaçakçı uyuşturucuya döndü.. İç pazarda tekstil yapan üretici kendi malını satamadığı için dışardan gelenin korsanını yaptı ve sokaklara döküldü.. Dış pazarın içeriye girerken beraberinde getirdiği etiketleri üstünde yazan fiyatlar iç pazar üreticisini de kendi malını aynı yada yakın fiyatlardan satmak zorunda bıraktı, çünkü pahallı olan kalitelidir. Diğeri yaramaz felsefesi yerleşmişti artık herkesin kafasına.. Tüketim delirmeye başladı, gelir tüketim ihtiyacının çok altında seyretti ve insanlar çığrından çıkmaya başladı .. Aile içi huzursuzluklar resmi görevlerde rüşvetler ve adam sendecilikler ve bunların yanında madde kullanımının orta okul seviyesine düşmesi. Aynı zamanda fuhuş sektörünün de (bu şekilde) bunu takip etmesi ve bu pazara düşme tehlikesiyle ve toplumun ilgisizliğiyle büyüyen bir yeni neslin filmler ve diğer alanlardaki yönlendirmeleriyle bu duruma düşmeleri kaçınılmaz oldu.. Cinnet her yerde, toplum rahatsız.. Bir zamanki “hasta adam” tabiri yeniden geçerlilik kazanmaya başladı (ki bu benim iyimser bakışım aslında hasta adam olduk.) Avatarlar ve imzalar sadece çok ama çok ufak bir yansıması bunun.. Anarşizmin yaratıldığı ve bunun marifetmiş gibi reklamının yapıldığı bir ülkede ancak ve ancak halkın iradesinin verdiği bir kurtuluş savaşı (silahlı değil) bazı şeyleri düzeltebilir.. “Harici bedhahları” söylemeye gerek yok.. dahilileri bulup yok etmek ve bunu yaparken de onlardan biri olmadan bu vatana olan borcumuzu ödemeye çalışmak sanırım bizi yeniden biz yapacaktır...
GR! (Demet Tutkusu Forum): Bence bu kadar abartmaya gerek yok ki, resme bakiyor, hoşuna gidiyorsa imza falan ediyor. Yarın başka bir resim bulsun onu imza ediyor.
Dediğim gibi bence bu kadar büyük bir sorun değil bu. Mesela ben hiç dikkat etmiyorum, resim hoş bir şey olsun yeter.
-BarBie_Girl- (Demet Tutkusu Forum): Evet gençlerimiz asi ve yorgun ama avatar ve imzalardaki yazı ve resimler ruh halimizi temsil etmiyor. Avatar ve imzalarda görsellik çok önemli tutuluyor. Görsel açıdan güzel olan bir resim ne anlattığına, ne ifade ettiğine bakılmaksızın hemen kullanılıyor. Mesela forumumuzda üyelere özel imza ve avatarlar yapıyoruz. Kişiden nasıl bir şey istediğini sorduğumuz zaman verilen cevap aynen şu: "Sen kafana göre takıl." Biz de kendi kafamıza takılıp bir şeyler yapıyoruz. Yaptığımız çalışma o kişinin ruh halini yansıtmasa bile o kişi onu kullanmaya devam ediyor. Diğer bir etken ise farklı-aykırı olma isteği. Kanlı, silahlı, hayattan bıkmış duygusu uyandıran imza ve avatarları kullanan kişiler "Ben farklıyım. Normal kişi değilim. Ben uç noktayım" hissi vermeye çalışıyor. Böylece üyeler içinde daha popüler olacağını, daha saygın olacağını hissediyor.
Asimelek (PortalTr Forum): Biri “Asi” mi dedi? Geçiyordum, benden bahsettiğinizi bilsem müdahale ederdim. Şaka bir yana, napalım hocam; bizi bu hayat yordu. Gençliğin kıymetini bilen yok. RoGeR amcama katılıyorum, hayatımın son 5 senesi 50 sene gibi geliyor.
guieT (Sokak Lambası Forum): Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki, belki de bizim payımıza yorgun düşmek ve asileşmek düşüyor... Mesela ben, önceki zamanlarda yaşamayı çok isterdim.. O zamanlar her şey daha doğaldı. Büyüklere daha çok saygı vardı ve genç kesim kendi başına hareket edemiyordu.. Belki de gündem.. şöyle ki; yaşadıklarımız Türkiye’nin, dünyanın şu hali bizleri yoruyor olamaz mı?? Özgürlük içerisinde yaşıyoruz ama özgür değiliz. Kimse özgür değil, her şeye bir etiket biçiliyor... Hayatta sadece özgürlüğün değil yaşamanın, hayata gelmiş olmanın, nefes alıyor olmanın bile bir bedeli var. Yani yaşadığın sürece de yaşamdan sonraki hayatında da hep bedel ödeyeceğiz ve bedel ödediğimiz, ödeyeceğimiz sürece de özgür olamayız, asilik de bundan kaynaklanıyor olmalı... Aydınlık Türkiye, aydınlık toplum, yaşam vs..vs.. bunun için uğraşılıyor ama aydınlık değil. Gençlerin umutları yıllar geçtikçe karanlığa gömülüyor. Bu yüzden de isyan etmek asi olmak kaçınılmaz oluyor...
Kaan (Karagözlükız Forum): Bunun nedeni hayatın verdiği stres ve yorgunluk. Belki de bunu bilerek yapıyorlar. Bende çok takip ederim diğer siteleri de hep acı ve üzüntü adında imzalı avatarlar nedeni bu saydıklarım olsa gerek.
Sarımimoza (Karagözlükız Forum): Avatardaki resim ve imzadaki yazı yada resmin kişinin ruh halini yansıttığına inanıyorum.. Gençlik yorgun ve asi demişsiniz.. Şimdikiler her şeye sahip oldukları için tembellikten yorgunlar.. Asiler, çünkü ebeveynler onları öyle yetiştiriyor... “Biz büyüklerimizden baskı gördük, aman biz onlara yapmayalım” diye düşünüyor çoğu.. Okullarda disiplin yetersiz, büyüklerine saygı duymuyorlar.. Çalışmak zorunda değiller, nasılsa aileleri besliyor onları.. Durum bundan ibaret olunca ortaya asilik ve yorgunluk çıkıyor.. Onların ruh hali de avatar ve imzalarına yansıyor..
Yolcu (Sokak Lambası Forum): Gençlerimiz batıya özeniyor, bir bakın etrafınıza ben de dahil ama gerçek bu değil. Neden İslamiyete özenmiyoruz, dinimizi bilmiyoruz? Herkes diyor ki “Müslümanım” tamam Müslüman olabilirsin ama icraat yok. Eğer dinimizi bilinseydik belki daha farklı olurduk... Belki size çok kapalı kutuymuşum gibi gelebilir, eğer bana yobaz derlerse yobaz olmaya da razıyım ama yeter ki dinimizin güzelliklerini görüp öğrenin. “Biliyorum” demeyin.
Karagözlükız (Karagözlükız Forum): Tamamen insanın o anki ruh haline bağlı ve beğendiği resmi, yazıyı yazıyor. Ben, o an sevdiğim resmi eklerim, beğendiğim yazıyı yazarım ama bu benim o an acı çekiyorum, mutsuzum anlamına gelmez. Tabi öyle durgun, romantik hoş resimleri severim, son günlerde gül resimlerine büyük ilgi duyuyorum. Bu yüzden hiç avatarımı değişmedim çünkü çok seviyorum. Umarım kimse çalmaz:)
Lady35 (Sokak Lambası Forum): Hiç bir fikrim yok.. ben kendimi yorumlayayım, içimden geliyor öyle imza-avatar koymak.
Peri (Demet Tutkusu Forum): Öncelikle evet barbinin dedikleri doğru gibi geliyor. Evet gençler asi ve yorgun. Asilik derken; gençler büyüdüklerinin sembolleri olarak farklılıklarını dile getirmeye çalışıyor. Onun dışında belki duygularını dile getirmeye çalıştıkları için farklı şeyler uygulamaya çalışıyorlar bana göre...
Kedy (Demet Tutkusu Forum): Tabi, ben görüşlerimi yazarken kimlik arayışında olan yeni nesli kastetmedim. Çünkü bir çoğu daha sonra bu tercihinden vazgeçer.. Bir de sadece imaj olsun diye bu tarzı seçenler var ki, zaten konuşmak gereksiz ... Neticede bu yaşayarak, hissederek yapılan bir seçim.. yada bir nevi kişisel reklam, sırf dikkat çekmek için.
Söz konusu mesajlardan en önemlilerini seçtim ve sizlerin yorumuna sundum. Görüldüğü gibi mesaj bırakanlar arasında genel olarak aynı noktalarda birleşilmiş. Ana başlıklar altında toplamak yerine bana göre başlıkları özetleyen cümleleri bir daha aşağıya almakta fayda görüyorum.
a. Belki herkes doyma noktasına ulaştığı içindir.
b. Hayat gerçekten zor.
c. Sapla samanı birbirine karıştırıyorlar.
d. Pişmanlık, hatalar, iyiler ve kötülerle boğuşuyorlar.
e. Hayata gülümsemek gerekir ama çoğu gençler bunu yapmıyor.
f. Gençler istediklerini yapamadıkları için asi, yaptıramadıkları için yorgun.
g. Hiç kimsenin kimseye güveni ve saygısı kalmamış.
h. Toplumda beliren huzursuzluk, nefret ve acımasızlık tamamen şiddet olarak yansıyor.
ı. Farklı-aykırı olma isteği.
i. Gençlerin umutları yıllar geçtikçe karanlığa gömülüyor.
j. Hayatın verdiği stres ve yorgunluk.
k. Büyüdüklerinin sembolleri olarak farklılıklarını dile getirmeye çalışıyor.
Aslında bu tür yazılarda yazarın ayrıca yorum yapmasına gerek kalmıyor. Sizlerin de gördüğü gibi sorumuzu cevaplayan katılımcılar hem sorunu teşhis etmiş hem de çözüm yollarını isabetli şekilde belirtmiş.
Özetlemek gerekirse, yaşanan çağda hızlı bir değişim söz konusu, gençler bu değişime ayak uydurmakta zorlanıyor. Ülkemizdeki yaşam şartları kısıtlı, geleneksel ve dinsel kurallar bağlayıcı ve bütün bunlara karşın gençlerin çevresinde oluşturulmuş sanal bir dünya var. Örneğin, doğuda yaşayan ve okula gitmek için servis bulmakta bile zorlanan gençlerimize sunulan sanal hayatta sınırsız özgürlük var.
Gençler özellikle televizyonlarda kendisine gösterilen sanal dünyayı kendi imkansızlıkları içerisinde yaşamak arzusuyla içten içe kavruluyor ve ulaşamayınca da asabileşiyor, tepkili bir kişiliğe bürünüyor. Onları bu durumdan kurtarmak için ise topyekun bir hareket başlatmak gerekiyor. Öncelikle medyanın oluşturduğu sanal dünyanın yıkılması gerekiyor, insanlar gerçekleri görmeli ve onu yaşamalı. “Sanat yapılıyor” diyerek gençlerin damarlarına enjekte edilen isyan mikrobunun panzehrini bu tür çalışmaları daha sıkı denetleyerek devreye sokmak gerekir.
Özgürlük adı altında insanları kendi ruh dünyasına hapseden bütün eylem ve yayınlar yasaklanmalıdır. Bu arada Milli Eğitim sistemimizi yeniden ve cidden ele alıp kesin doğrular üzerine yapılandırmamız gerekiyor. Yani “iki kere ikinin dört” olduğu gerçeği gibi somut bilgiler dışındaki yorumlu bilgileri ergenlik çağındaki beyinlere vermeyelim.
Felsefenin ne olduğunu bilmeyen kişilerden izafiyet teorisini anlaması, kabul etmesi veya karşı görüşünü üretmesini beklemenin yanlış olduğunu çocukların bile bildiği bir çağda neden ısrar ettiğimizi anlayamıyorum. Okulda edindiği yarım bilgilerle “hayata hazırsın” diyerek mezun ettiğimiz çocuklarımızın gerçekleri görmesi için hayatının en verimli çağlarında, yani 18-30 yaşlarında medyada veya okulda edindiklerinin doğruluk ve yanlışlıklarını yeniden yorumlamakla geçirmesi büyük bir kayıptır.

                                                                                 (Mehmet Emin DANIŞ)
 
 
   
Tüm Günler 787 ziyaretçi (1593 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol